Aldatıcı trafik sıkışıklığının ortaya çıkması için yolda çok fazla araba olması gerekir. | TED | لتحدث الزحمة المرورية الوهمية لا بدّ من تواجد العديد من السيارات على الطريق. |
Demek ki şüphelinin trafik ve benzin pompaları arasından çeyrek saniyelik atışı için zamanı varmış ve 3 kurbanı da vurmuş. | Open Subtitles | إذن الجاني كان مضطرا لتوقيت إطلاق النار إلى ربع ثانية ليطلق بين مضخات الوقود و الحركة المرورية و يصيب الضحايا الثلاثة |
trafik karmaşası bu durumun sadece bir sonucu, Ve onlar gerçekten çok...çok alakasız fakat tüm olan bu. | TED | الاختناقات المرورية هي علامة واحدة من هذا التحدي وهي غير مريحة جدا جدا لكن هذا واقعها |
Yılın bu zamanı trafik çok sıkışık. | TED | نحن نعاني في هذا الوقت من العام الكثير من اللاختناقات المرورية |
Onu polise memurlarına karşı koyma, trafiği ihlal ve çömleğe zarar vermekle suçlayabilirim! | Open Subtitles | هو متهم بمقاومة السلطات، مخالفة الأحكام المرورية و أيضاً الدخول إلى البيوت لسرقتها لوبين، أنت مقبوضٌ عليك |
Ama diğer örnekler, trafik sıkışıklığı, borsa, toplum ve felaketleri atlatma, terörizm ve direniş. | TED | لكن أمثلة أخرى هي الإختناقات المرورية ،وسوق الأوراق المالية ، والمجتمع والتعافي من الكوارث، الإرهاب والتمرد. |
Öncelikle tamamen farklı bir boyuttasınız, diğer yandan, güvenlik tedbirleri ve hava idaresi sıkışık bir trafik olmasına izin vermeyecektir. | TED | أولاً، لديكم بعدٌ كاملٌ، وطبعًا اعتبارات السلامة وإدارة حركة المرور والتي لن تسمح بالتصادمات المرورية في السماء. |
Böyle yoğun ama akıcı olan bir trafikte, trafik sıkışıklığına yol açan olaylar dizisini başlatmak için ufacık bir rahatsızlık yeterli. | TED | بهذه الحركة المرورية الكثيفة، ولكن الانسيابية، تحتاج فقط لاضطراب طفيف لتبدأ سلسلة الأحداث التي تسبب زحمة مرورية. |
West End'deki trafik tamamen durdu. | Open Subtitles | . قد قُتلوا والحركة المرورية فى ويست إند . أصبحت متوقفة تماماً |
Polis bile uzaydaki trafik kazası hakkında daha endişeliydi. | Open Subtitles | حتى الشرطة كانوا منشغلين . بحوادثهم المرورية عن أحداث الفضاء |
Metro trafik Kontrol'den Stacey Binn. | Open Subtitles | كانت معكم ستايسي بين من مركز مراقبة الحركة المرورية |
Bir son dakika haberini aktarıyoruz. Bölge sakinleri trafik sıkıntısı... | Open Subtitles | و فى الأخبار المحلية ، يواجه سكان المنطقة بعض العراقيل المرورية |
Koni. O turuncu trafik konilerinden. | Open Subtitles | إنه مخروط الإرشادات المرورية واحدة من تلك الأقماع المرورية البرتقالية |
Geçen hafta, Virginia trafik kontrol kameralarında görüntülendi. | Open Subtitles | لقد تم تعرف عليه عن طريق كاميرا الحركة المرورية في العاصمة الأسبوع الماضي |
-Ben şehri özledim. -Sadece 19 dakikalık uzaklıktayız. Öfkeli insanlarla dolu , trafik keşmekeşliğini istiyorsan, hala geri dönme şansın var. | Open Subtitles | اذا كنتٍ تردين الحياة وسط الاختناقات المرورية والاشخاص الغاضبين على الدوام |
- İç Güvenlik'in alt ağına bu trafik vektörlerini göndermeliyim. | Open Subtitles | يجب أن أرسل هذه المتجهات المرورية إلى الشبكة الفرعية للأمن القومى |
Para çekme makinelerindeki kameralar, trafik kameraları. | Open Subtitles | كاميرات الصراف الألي وكاميرات الأشارات المرورية |
Yine de trafik Mahkemesi'nden öteye gidememişsiniz. | Open Subtitles | و انتهى بك الأمر في محكمة المخالفات المرورية |
Ne eyvah? trafik kamerası kapsamı iki saniye içinde son bulacak. | Open Subtitles | سنفقد مراقبة الكاميرا المرورية عليه خلال ثانيتين. |
Ama trafik lambasının yeşil yandığına dair yemin etti. | Open Subtitles | لكنثمّةشيءأقسممُقرّاًبهِ.. و هو أنّ إشارته المرورية كانت خضراء. |
Bu yol boyunca akan trafiği bilmek istiyorum sadece. Hepsi bu. | Open Subtitles | أريد أن أعرف فقط بالحركة المرورية على هذا الطريق، هذا كل شيء |
Şehre giriş-çıkış trafiğini kapatmalıyız. | Open Subtitles | علينا أن نوقف الحركة المرورية من وإلى البلدة. |