Neyin yanlış gittiği konusunda hipotezleri olabilir ancak gerçekten neyin bu korkunç olaya sebep olduğunu bilmelerinin herhangi bir yolu yoktur. | TED | من الممكن أن يفترضوا ما الخطأ الذي حدث ولكن ليس لديهم فعلاً طريقة لمعرفة ما الذي أدى إلى تلك الأحداث المريعة. |
Anlattığı o korkunç hikâye kadar hiçbir şeyin beni bu kadar etkilediğini bilmiyorum. | Open Subtitles | لا ادرى كم شعرت بالأعجاب جدا بالطريقة التى روت بها هذه القصة المريعة |
- Kesin şunu bu korkunç yalan suçlamalardan... beni suçsuz bulma... cesaretini göstermenizdir. | Open Subtitles | ان يكون لديكم الشجاعة , لتجدوني بريئة من هذه التهم المريعة الغير صحيحة |
Doğrusu, berbat fikirlerin tohumları çoğu kez gerçekten dikkate değerdir. | TED | فى الحقيقة، الأفكار المريعة عادة ما تكون بذورها أشياء رائعة بحق. |
Ve yaptığım bu iğrenç şeyden utanıyorum. | Open Subtitles | .وأنا خجل من الأشياء المريعة التي فعلتها |
Sen ve korkunç kızın ilk gemiyle Amerika ya gönderiliyorsunuz. | Open Subtitles | وسنشحنكِ أنت وأبنتكِ المريعة على أول باخرة ذاهبة إلى أمريكا |
Tıpkı beni suçladığın tüm o korkunç şeylerin kanıtının olmaması gibi. | Open Subtitles | كما لا يوجد دليل على كل الأشياء المريعة التي تتهميني بها. |
Ve onu gördüğüm zaman -- şoka uğradım, korkunç bir şok, ve kelimenin tam anlamıyla hayatımızdaki en kötü patlama olmasına rağmen, biz intikam yanlısı olmadık. | TED | و عندما رأيته و بالرغم من الصدمة الصدمة المريعة و الانفجار المريع في حياتنا ,حرفيا لم نكن انتقاميين |
Sonra korkunç fikirleri alıyorum ve onları yeniden dağıtıyorum. | TED | وبعدها أخذت الأفكار المريعة وقمت بإعادة توزيعها. |
Haberlerdeki korkunç olaylara konsantre olmaya meyilliyiz. | TED | نميل للتركيز على أحداث الأخبار المريعة. |
Bu, Londrayı derinden sarsan korkunç terör saldırısından yalnızca 9 ay sonraydı. | TED | وهذا كان بعد مضي 9 أشهر على حوادث التفجيرات الإرهابية المريعة والتي دمرت لندن. |
Yemeğimizi korku içinde yemeyiz ne de her gece bizi sarsan korkunç kabusları umursarız. | Open Subtitles | وقبل أن ننام فى مأسى الأحلام المريعة التى نرتجف منها ليلاً |
Buradan çıktıklarında tamamen kendilerine, yani korkunç benliklerine dönecekler. | Open Subtitles | بمجرد خروجهم من هنا سيعودون لطبيعتهم المريعة |
Sonunda, dünyada var olmanın korkunç gerçeklerine set çekememesi hayatını manasız hale getirdi. | Open Subtitles | في النهاية، قدرته بإنكار الحقائق المريعة .. بكونه في العالم جعلت حياته بلا معنى |
Gerçekleşen tüm korkunç olayların parçasıydım. | Open Subtitles | كنتُ جزءاً من كل الأمور المريعة التي حدثت مؤخراً. |
Sizden tek istediğim bu korkunç yalan suçlamalardan... beni suçsuz bulma cesaretini göstermenizdir. | Open Subtitles | كل ما اطلبة ان يكون لديكم الشجاعة لتجدوني بريئة من هذه التهم المريعة الغير صحيحة |
korkunç ölümünü hazırlamam yıllarımı alacak. Götürün onu. | Open Subtitles | سأحتاج لسنوات لأحدد طريقة موتك المريعة خذوه بعيداً |
Bu berbat aşk öykülerine rağmen pes etmiyorsunuz. | Open Subtitles | حتى في مواجهة قصص الحب المريعة تلك، فإنك لا تيأسين قط |
Gözüne üç farklı renkte far süren o berbat kadına bütün paranı kaptırdın. | Open Subtitles | وخسرتك تلك المرأة المريعة التي لديها ثلاثة أنواع ظلال عيون كل أموالك |
Tamam ama öncelikle şu berbat gazete başlıklarıyla ilgilenmek zorundayız. | Open Subtitles | ولكن علينا أولاً التعامل مع هذه التعليقات المريعة |
Sen ve senin o iğrenç yollarının bedelini hep başkaları ödedi. | Open Subtitles | أنت وطرقك المريعة التي تأتي على حساب الآخرين دائمًا. |
Jason, o rezil şeyleri söyleyenin ben olmadığımı biliyorum. | Open Subtitles | جايسون , ان ما أعرفه هو أنني لست أنا من يقول هذه الاشياء المريعة |
Sweetu, bugün dansa gidiyoruz, ve Bayan Oyunbozan gelmiyor. | Open Subtitles | لا تغضبى يا سويتو سوف نذهب للديسكو وهناك لن تكون معك الام المريعة |