O vazoyu kırdığını iyi hatırlıyorum. | Open Subtitles | أذكر كيف أوقعت المزهريّة عن الصينية لتنكسر |
vazoyu da hatırladım. Beyazdı ve mavi çiçekleri vardı. | Open Subtitles | أذكر المزهريّة أيضا كانت بيضاء و فيها زهور زرقاء |
Şu yemek masanın üzerinde duran mavi porselen vazoyu hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتتذكّرين تلك المزهريّة الخزفيّة الزرقاء التي كانت لديكِ على طاولة حُجرة الطعام؟ |
Ama mavi vazoyu satmıştım! | Open Subtitles | ولكن كنتُ قد قمتُ ببيع .... المزهريّة الزرقاء أو |
Ertesi gün vazoyu satılığa çıkardım. | Open Subtitles | وفي اليوم التالي أعلنت عن بيع المزهريّة |
vazoyu gerçekten de seviyordum. | Open Subtitles | -أحببتُ تلكَ المزهريّة . |