Eğer eski eşini kızdırmak seninle daha çok vakit geçireceğim anlamına geliyorsa, hiç çekinmem. | Open Subtitles | ان ساعدتك بإغضاب طليقك و أن أمضي المزيد من الوقت معك لا أرى ضررا في ذلك |
İkimiz de seninle daha çok vakit geçirmek istiyoruz. | Open Subtitles | كلانا تريد أن تنفق المزيد من الوقت معك. |
"Myca, madem sokağa çıkma yasağın yok, seninle daha çok vakit geçirmek istiyorum." | Open Subtitles | "حسنا، Myca، منذ لم يكن لديك حظر التجول، أود أن تنفق المزيد من الوقت معك. |
Elena ve ben seninle daha çok zaman geçirmek istiyoruz Mariana. | Open Subtitles | وأنا و(الينا) نتطلع لإمضاء المزيد من الوقت معك يا (ماريانا) |
Elena ve ben seninle daha çok zaman geçirmek istiyoruz Mariana. | Open Subtitles | وأنا و(الينا) نتطلع لإمضاء المزيد من الوقت معك يا (ماريانا) |
Tüm demek istediğim seninle biraz daha takılmak istiyorum. | Open Subtitles | - كل ما اقوله هو انني اريد قضاء المزيد من الوقت معك. |
İşten ayrılırken sadece hayatımı yaşayıp seninle daha fazla zaman geçirmeyi hayal ediyordum. | Open Subtitles | تركت وظيفتي، وأتتني رؤىً بأن أعيش حياتي وحسب بأن أقضي المزيد من الوقت معك |
Tek pişmanlığım seninle daha çok vakit geçiremeyecek olmam. | Open Subtitles | لكن... فقط لأنني لا تحصل على قضاء المزيد من الوقت معك. |
Sadece seninle biraz daha zaman geçirmek istemiştim. | Open Subtitles | {\pos(190,240)} لقد أردت المزيد من الوقت معك فحسب |
Pazarlama o en büyük Mike'ın şey olduğunu Hangi bana seninle daha fazla zaman verir. | Open Subtitles | مما يمنحني المزيد من الوقت معك وهو ما أنا بارع به |
Aslında, ben seninle daha fazla zaman harcamak istiyorum,. | Open Subtitles | في الواقع، كنا قضاء المزيد من الوقت معك. |