Sanırım Affetmek ve unutmak çok uzak ihtimaller artık. | Open Subtitles | أظن أن الأمور أصبحت بعيدة جدا عن المسامحة و النسيان |
Affetmek nefretten sıyrılmaktır. | TED | المسامحة هي حرية من الكراهية. |
Bağışlayıcılık adına sana bu kabustan kurtulmanı sağlayacak bir çare sunabilirim. | Open Subtitles | وبمناسبة المسامحة.. ربما لدي طريقة لأساعدك حتى تخرجين من هذا الكابوس |
Bazen bu hataları bağışlamak gerekir. | Open Subtitles | يقترفون الأخطاء. أخطاء التي أحياناً تحتاج إلى الكثير من المسامحة. |
Sevgi,neşe,mutluluk,bağışlama, erimiş peynir,altılı bir bira,bu elbise. | Open Subtitles | الحب ، البهجة ، السعادة ، المسامحة ، الجبنة السائلة |
Bu, affetmeyi gerektirebilecek bir süreç ve kendini keşfetme yolculuğu. | TED | هذه عملية وهى فى حد ذاتها رحلة لاستكشاف نفسك ربما تتضمن المسامحة |
İhanetin yüzünden Affedilmek için yalvaracaksın ve barış antlaşmasını reddedeceksin. | Open Subtitles | سوف تتوسل المسامحة على خيانتك وسوف تشجب اتفاق السلام هذا لن يحدث أبداً |
Dünyadaki tüm insanlara, affetmenin gücüyle, hayatlarını nasıl tekrar kurabileceklerini gösterdim. | Open Subtitles | نحو إعادة بناء حياتهم بناء على قدرة المسامحة لكن ماذا عنّي؟ |
Neler olduğunu biliyor. Onun doğasında Affetmek yoktur. | Open Subtitles | عرف بما حدث ليست المسامحة في طبيعته |
Çünkü sadece bir kez Affetmek yeterlidir. | Open Subtitles | لأنه ليس عليك سوى المسامحة مرة |
Affetmek unutmak değildir. | TED | المسامحة ليست نسيانًا. |
Affetmek hiç kolay değildir. | Open Subtitles | المسامحة ليست سهلة أبداً. |
Ama Affetmek, çok zordur. | Open Subtitles | ولكن المسامحة صعبة. |
Affetmek, cezalandırmaktan daha iyi. | Open Subtitles | المسامحة افضل من العقاب |
Koca bir yılı bir rehabilitasyonda Bağışlayıcılık koklayarak, kenevirden yapılmış yatakta yatarak geçirdim. | Open Subtitles | قضيت سنة كاملة في"أشرام" أتعلم المسامحة و أنام على سرير من القنب |
Bağışlayıcılık, temiz bir kalpten doğar ve koşullara göre şekillenmez yoksa hiç var olamaz. | Open Subtitles | المسامحة تأتي من قلب مفتوح... وتأتي مع شروط... أو لا تأتي على الإطلاق. |
Bağışlayıcılık kadınların erdemidir. Benim öyle bir kabiliyetim yok. | Open Subtitles | -المسامحة فضيلة النساء، وإنّي لست قادرًا على المسامحة . |
bağışlamak Cennet'e açılan kapıdır. | Open Subtitles | و أن المسامحة هي الخطوة الأولى في الطريق إلى الجنة |
Bize bağışlamak öğretildi. | Open Subtitles | لقد تعلّمنا المسامحة. |
Gerçek bağışlama, kendi hatalarını görebilmekle ilgilidir. | Open Subtitles | ...المسامحة الحقيقية تتمثل في الإعتراف بأخطائنا المقترفة |
Ve bu yasima gelene kadar affetmeyi becerebilirim sanıyordum. | Open Subtitles | و اعتقدت أنني حاليا سأكون قادرا على المسامحة |
Hiçbir zaman Affedilmek, bir şeyleri telafi etmek için endişelenmedin. | Open Subtitles | لمْ تشغلي بالك يوماً بشأن المسامحة... أو الخلاص. |
Belki de artık affetmenin vakti gelmiştir. | Open Subtitles | ربما هذا وقتُ المسامحة |
Söylediğim yalanlar ve aldığım hayatlar için senden af diliyorum, aşkım. | Open Subtitles | للأكاذيب التي قلتها وللأرواح التي أنهيتها أسأل فقط المسامحة |