gözenekli yaprakları, karbona ve diğer kirletici maddelere set çekerek havayı temizler, bu da, iklim değişikliğine karşı onları elzem kılar. | TED | تنقّي أوراقها المسامية الهواء من خلال حبس الكربون والملوثات الأخرى، مما يجعلها ضرورية في مكافحة تغير المناخ. |
Göğüsündeki gözenekli kaburga, 30'larında olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | أضلاع عظام الصدر المسامية تدل على أنها في الثلاثينات |
Dev bir akiferdir. İçinde su bulunan yeraltındaki gözenekli bir kaya. | Open Subtitles | إنها طبقة مياه جوفية عملاقة ، الصخور المسامية تحت الأرض التي تمسك الماء |
Yeraltının derinliklerinde gözenekli kumtaşı katmanları vardı. | Open Subtitles | في الأعماق ، كانت هناك طبقات من الصخور المسامية |
Yüzeyler gözenekli olabilir. | TED | يمكن أن تصبح الأسطح المسامية. |
Kemiklerin gözenekli yapısı ve yüzeydeki düzensiz oyuklar cesedin çukurda uzun süre kalmadığını gösteriyor. | Open Subtitles | الطبيعة المسامية للعظام والتنقر الغير منتظم على السطح... يشيران إلى أنّ الرفات لم تكن في الحفرة لوقت طويل. |