"المستحيل ان" - Traduction Arabe en Turc

    • imkanı
        
    • imkân yok
        
    • mümkün değil
        
    • imkansız hale
        
    Bulaşıcı bir rüyanın Jake Wyatt'ı öldürmesinin imkanı yok. Open Subtitles ولكن من المستحيل ان يكون حلما معديا هو من قتل جاك ويت
    Adam zar zor hareket ediyor. O suçları onun işlemiş olmasının imkanı yok. Open Subtitles انه يتحرك بصعوبه من المستحيل ان يكون من ارتكب تللك الجرائم
    Ben ayarlarım. Oh, uh... Tanrı aşkına, Yahudi olmasına imkân yok. Open Subtitles بصراحة انا استطيع ان ارتبها يا إلهى, من المستحيل ان تصبح يهوديّة
    Bir kızın trende dört yıl yaşayabilmesine imkân yok. Open Subtitles من المستحيل ان تعيش فتاه فى قطار لاربع سنوات.
    Eğer pozisyonu düşünülürse intihar olması mümkün değil. Open Subtitles نجد انه من المستحيل ان تكون صديقتكِ قد انتحرت علي هذا الوضع
    Bunun doğru olması mümkün değil, değil mi? Open Subtitles من المستحيل ان يكون هذا صحيحا, اليس كذلك؟
    Demek istediğim şu ki, işimi doğru yapmışsam, ...silah ambargosunu uygulamak neredeyse imkansız hale gelir. Open Subtitles المغزى هو لو اننى اديت عملى مضبوطاً سيكون من المستحيل ان يُفرض حظر التسلح عملياً
    Birleşmeden bu yana, ameliyathanede vakit geçirmek imkansız hale geldi. Open Subtitles منذ عملية الدمج ,انه لمن المستحيل ان احصل علي غرفة عمليات
    Bize başka kart göndermelerinin imkanı yoktu. Open Subtitles لذا كان من المستحيل ان يرسلوا لنا واحدة اخرى.
    Düşündüm ve aranızda bir şey olmasının imkanı yok. Open Subtitles انا كنت افكر انه من المستحيل ان يحصل أي شيء بينكما انتما الاثنين
    Uzman görüşüme bakacak olursanız bu iki kadının aynı kişi tarafından öldürülmesinin imkanı yok. Open Subtitles في الواقع , كراي مختص من المستحيل ان تكون المراتان قد قتلتا عن طريق نفس الشخص
    Küçük anlaşmamızı henüz biliyor olmasına imkân yok tabi telefonum dinlenmiyorsa ki bu tamda ondan bekleyeceğim bir davranış. Open Subtitles من المستحيل ان تكون قد علمت بشأن اتفاقنا بهذه السرعه ,الا ان كان هاتفي مراقب وهذا لا يمكن ان يكون بسببها
    Büyük Efendi kontrolünde olmalarına imkân yok. Open Subtitles من المستحيل ان يكونوا تحت سيطرة اللورد الاشفيني
    Bu izlerin aynı adamdan gelmesine imkân yok. Open Subtitles من المستحيل ان يكونوا من الشخص نفسه.
    Hayır, içme suyu içiyorlar. Suyun da hastalıklı olması mümkün değil. Open Subtitles لا , انهم يشربوا مياه طازجة انه من المستحيل ان تكون لطخت
    Tuvalete gitmeden bu töreni atlatmam mümkün değil. Open Subtitles من المستحيل ان اكمل المراسم من غير ان اذهب الى الحمام.
    Aslına bakarsan, yaşananları hayal bile etmek mümkün değil. Open Subtitles اعني انه من المستحيل ان تتخيل كيف كان يبدو هذا
    Çok fazla bir şey öğrenmen neredeyse imkansız hale gelir. Open Subtitles مما جعل الامر من المستحيل ان تتعلم اى شى
    Nefes alması imkansız hale geldi. Open Subtitles كان سيجدها و من المستحيل ان يستنشقها
    - Bu doğru. Nefes alması imkansız hale geldi. Open Subtitles كان سيجدها و من المستحيل ان يستنشقها

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus