"المستقلة" - Traduction Arabe en Turc

    • bağımsız
        
    • serbest
        
    • koloniler
        
    • Independent
        
    • özerk
        
    • sözleşmeli
        
    • otonom
        
    • kolonilerin
        
    Ve şimdi, tedarik zincirinin bağımsız cumhuriyeti... bizi tatmin edecek şekilde... ...yönetilmemekte olan etik tüketim... ...ve ticaretiyle uğraşabiliriz. TED والآن جمهورية سلسلة التوريد المستقلة هذه لا يتم حكمها بطريقة ترضينا بأن تشارك في تجارة أخلاقية أو استهلاك أخلاقي
    Film ile insanlar arası bağlantı kurmak, bağımsız sesleri açığa çıkartmak. TED الأمر حول تواصل الناس عبر الأفلام، وإبراز تلك الأصوات المستقلة هناك.
    Ve bunu 29 saniyede buldum, bağımsız medyanın gücü ve önemi hakkında benim bir saatte anlatabileceğimden daha fazlasını anlatıyor. TED ولقد وجدت أنها وضّحت في 29 ثانية فقط قوّة وأهميّة، وسائل الإعلام المستقلة أكثر ممّا يمكن أن أقوله في ساعة.
    bütün oylar bütün bağımsız nabız yoklamaları gösteriyor ki ben seçileceğim çok iyi şimdi birkaç söz vermeye çalışabilirim Open Subtitles فى الحصول على الأصوات الزائفة وكل استطلاعات الرأي المستقلة والمعارضة تشير إلى أننى سأوفق فى الانتخابات بشكل جيد للغاية
    serbest kadınları severim, ama ben, hem de doğru seçimi kendim yapmak isterim. Open Subtitles أنا أحب المرأة المستقلة ولكن أريد الحق أيضا لأكون قادرا على اختياري
    Uzmanların seslerini dinlerken, beyinlerinin bağımsız karar verme ile ilgili kısmı kendini kapatıyordu. TED بينما كانوا يستمعون إلى صوت الخبراء، كانت الأجزاء المسؤلة عن اتخاذ القرارت المستقلة في أدمغتهم لا تعمل.
    Sağlığımız, varlığımız ve müşterek güvenliğimizin hatırına, beyinlerimizin bağımsız karar veren kısımlarını açık tutmamız gerekli. TED من أجل صحتنا، ثروتنا و أمننا الجماعي، يتحتم علينا أن نجعل الأجزاء المسؤلة عن اتخاذ القرارات المستقلة في أدمغتنا تعمل.
    Bu çalışma, yiyecek firmalarının genel olarak bağımsız bir çalışmaya göre yedi kez daha fazla abarttığını gösteriyor. TED و قد أظهرت الدراسات أن شركات الأغذية بالغت عادة سبع مرات أكثر من الأبحاث المستقلة.
    bağımsız veya markalı bir para birimi kullanmada bir sorun görmediklerini söylüyorlar. TED كانوا يقولون أنهم مرتاحون باستخدامهم للعملات المستقلة أو المرتبطة بشركة معينة.
    Portland'in ünü kişi başına en çok araç üstü bagaja, bağımsız kitabevlerine pavyonlara sahip olmasıymış. TED بورتلاند تشتهر بوجود أكثر سقف رفوف للفرد، المكتبات المستقلة الأكثر للفرد، اكثر نوادي المقطاع للفرد الواحد.
    Matematiğin bağımsız gerçekliğinin bazı eski savunucuları var. TED للحقيقية المستقلة للرياضيات بعض المؤيدين القدامى.
    Görevlerinden başka bir tanesi ise bağımsız cümleleri birbirine bağlamak. TED من مهماتها أيضاً أن تربط بين الجمل المستقلة.
    Ancak yine de pek çok dağcı, bağımsız grupların kendilerini kontrol etmeleri gerektiğini düşünüyor. TED ومع ذلك ما زال العديد من المتسلقين يشعرون بأنه على المجموعات المستقلة مراقبة بعضها البعض.
    Bu ünlü sinema salonlarına gitmek yerine bağımsız salonlara gitmek, TED وقد يعني هذا الذهاب إلى سلسلة المسارح المستقلة بدلًا من المتعددة.
    Ve ben inanıyorum ki bu tek günde, eğer onu yapabilirsek, bu günde bütün bu bağımsız sesler için bir ivme oluşturabiliriz. TED وأعتقد أنه في أحد الأيام، إذا أمكننا إقامتها، فهذا اليوم الواحد يمكن أن يخلق زخماً لكل تلك الأصوات المستقلة.
    Bu yüzden benim önerim: bağımsız Hizmet Yetkilileri. TED لذا ما أقترحه هو ما أسميه الجهات الرسمية المستقلة
    bağımsız Diplomat, giderek bölünen bir dünyada giderek öne çıkan ve belirginleşen bir trendin parçası. TED ان الدبلوماسية المستقلة هي جزء من المنحى والذي ينمو ويكبر عبر العالم ان العالم اليوم يتفتت ..
    bağımsız Diplomat geniş bir anlamda bunun bir örneği gibi. TED والدبلوماسية المستقلة هي مثال عن هذا انها طريقة من طرق الحل الفضفاضة
    Bu söylentileri duymuştum ama bağımsız bir ulusun bu işe karışacağı kimin aklına gelirdi? Open Subtitles سَمعتُ إشاعاتَ حول هذا لكن من كان يصدق بأن الأمة المستقلة كانت تديره؟
    Sen serbest kadınları seversin ve ben satın alınamayan adamları takdir ederim. Open Subtitles انت تحب المرأة المستقلة وأنا معجب بالرجال الذين لا يمكن شراؤهم
    bağımsız koloniler tahmin ettiğimizden daha çabuk organize oldular şu an dışarıdan yardım alıyor gibi görünüyorlar. Open Subtitles وقد نظمت المستعمرات المستقلة أسرع بكثير مما كنا نتوقع. يبدو الآن أنهم يحصلون على مساعدة خارجية.
    # Zekiymişim gibi gözükeyim diye bir Independent gazetesi aldım # Open Subtitles ♪ اشترى المستقلة لجعل لي تبدو وكأنها حصلت على العقول ♪
    özerk kısmi objeden kurtulmanın tek yolu, ...bu objenin kendisi haline gelmektir. Open Subtitles الطريقة الوحيدة للتخلص من الذات المستقلة هو أنك تستوعبها وتصبح أنت هي
    Eğer yeni bir şey denersen; "Ne bu, sözleşmeli okul mu?" gibi şeyler diyorlar. Hadi ama, yeni bir şeyler deneyelim, bir bakalım. TED إن جرّبت أمرا جديدا، ردّة فعل الناس تكون "أوه، المدارس المستقلة. "لنقم بتجربة، لنرى ما يحصل.
    Ölümcül otonom silahlar bağlamında "hata yapmak" ne demek bunu düşünmek bile istemiyorum. TED أنا لا أريد حتى أن أعتقد ما يعني"الخطأ" في سياق الأسلحة المستقلة المُهلكة.
    İngiltere Kralı III. George, kolonilerin elde ettikleri ve kendilerine kullandıkları faizsiz serbest kazancı yasakladı. Open Subtitles ذلك الملكِ جورج الثّالث إنجلترا مَنعَ العملة المستقلة بدون فائدة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus