Asıl kafama takılan Shredder'ın merkezkaç tarama işleminden nasıl kurtulduk? | Open Subtitles | كيف نجونا من عملية المسح المركزي التي قام بها شريدار |
Ve o gördüğün kutuda da floresan tarama spektrometresi denen bir makine varmış. | Open Subtitles | والصندوق الذي رأيتيه هو شيء يدعى ومضان المسح الضوئي جهاز قياس الطيف الداخلي |
Haftada bir gün kurulan ve insanların fotoğraflarını düzelttirdikleri geçici fotoğraf kitaplıklarında tarama ekipmanlarımızı hazırlıyorduk. | TED | ومرة واحدة كل أسبوع، نقوم بتثبيت معدات المسح لدينا في مكتبات الصور المؤقتة التي أنشئت، حيث كان الناس يستردون صورهم. |
Güvenlik taraması öncelik sahibi olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | المسح الأمني يظهر أنه حاصل على أفضلية من الدرجة الأولى، يا كابتن |
Siz de takdir edersiniz ki, bu hem araştırma ve inşaat alanında hem de gerçekliği yakalama endüstrisinde köklü bir değişimdir. | TED | لذلك، حسبما يمكن أن تتخيل، كان هذا تحولا منهجيا في المسح والإنشاء كذلك في صناعة التقاط الواقع. |
- Tomografi taramasında gördüm. | Open Subtitles | رأيته على جهاز المسح الضوئي فى سفينة الطوارئ |
Şu aralar yaptığım temizlik, süpürme, katlama ütü, silme ve pişirme. | Open Subtitles | و بالتالي الآن كل ما أفعله , التنظيف و الكنس و الطي و كي الملابس و المسح و الطبخ |
Gerçek şu ki, bunu yapmak için kalan son tıkanma noktası, beyin tarama sistemlerinin çözünürlüğünü arttırmak. | TED | والحقيقة. ان رغم العوائق لفعل ذلك هو يوسع الادراك لأنظمة المسح للدماغ. |
Şu an 3 farklı ülkede 8 tane tarama merkezimiz var, ve kütüphaneler kitaplarını taratmak isteyenler için hizmette. | TED | و لدينا ثمانية من مراكز المسح في ثلاث دول و المكتبات على طريق مسح كتبها |
Her sinapsin detaylarına inecek çözünürlükte tarama yapmak için insan dokularını pişirebilecek güçte bir alan direnci gereklidir. | TED | المسح بالدقة المطلوبة لتحديد تفاصيل كل نقطة ربط فردية سيتطلب قوة حقل عالية بالقدر الكافي لطهي أنسجة شخصٍ ما. |
tarama modunda, hareket edenlerin telsiz dalgaları. | Open Subtitles | وحدة البث المتنقلة في طريقة المسح الضوئي |
Sanırım Yüksek Çözünürlüklü Mikrodalga tarama işlemini biliyorsundur? | Open Subtitles | أعتبر أنّك تعرف قرار المسح بالموجات الدقيقة؟ |
Yaşam tarama değerleri az önce tepeye vurdu. | Open Subtitles | كابتن .. لقد تعدى المسح الحيوى لتوه ، المقياس |
DNA filtreleriyle yaşam taraması yaptım. | Open Subtitles | ما الأمر ، يا ستارك ؟ لقد إستخدمت ، المسح الحيوى مع مرشحات ، الدنا و الرنا |
İnsanlarda, retina taraması, parmak izi kadar kesindir. | Open Subtitles | في البشر هناك المسح الشبكي للعين وبصمات الأصابع |
Buna çok benzer bir diğer araştırma, ismi "Kırmızıya Kayan İki Açı Dereceli (2dF) Galaksi Araştırması" | TED | هناك مسح آخر شبيه بهذا المسح يسمى مسح الازاحة الحمراء للمجرة من الدرجة الثانية. |
Yaşanacak üç sahneyi atlıyorum. Tomografi sonucu geldi. | Open Subtitles | نحن نقفز ثلاثة مشاهد للأمام لقد ظهرت نتيجة المسح |
Bu uzaktan silme olayı 5 saniyelik bir gürültüden ibaret olamaz. | Open Subtitles | المسح الاسلكى إنه ليس فقط خمس ثوان من الضوضاء |
Coğrafi taramaya göre burası emin bir yer. | Open Subtitles | وتبعًا لـ المسح الأرضي، هذه أكثر البقاع أمنًا في داخل البضعة كيلومترات القادمة. |
Bunun tarayıcı ışının o tek dalga titreşiminden daha üstün olduğu konusundaki teorini daraltacağını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم. أن هذا سيدعم نظريتك وهي أن شعاع المسح الفوق بنفسجي يتفوق على نظرية التعرض لنبضة واحدة |
Tüm personel her gidişinde aranıyor ve taranıyor. | Open Subtitles | كل الأشخاص , يمرون عبر المسح والتدقيق في كل مرة يغادرون من هنا |
Fakat siz tüm bu Taramayı nasıl yapıyorsunuz? | TED | و لكن كيف يمكنك اجراء كل هذا المسح الضوئي؟ |
Kısa sürede stüdyo ödemeyi yapıp taramaları bitirince, oyuncu, artık oyuncu değildir. | Open Subtitles | في اللحظة التي يدفع بها الأستوديو ويجري المسح, لا يعود الممثل ممثلاً, |
Taramayı Langley'deki eski bir CIA irtibatıma yolluyorum. | Open Subtitles | سأرسل هذا المسح لأحد مصادري القديمة من الإستخبارات المركزية في (لانغلي). |
Yani benden Nepal'de öğrendiğim gizli görüntüleme tekniklerini seninle paylaşmamı mı istiyorsun? | Open Subtitles | إذاً تريد مني أن أطلعك على تقنيات المسح السرية التي تعلمتها في نيبال؟ |
tarayıcılar patlayıcıların frekanslarına kalibre edildi. | Open Subtitles | أجهزة المسح تم معايرتها على تردد الشظايا |
Zorunlu hafıza silinmesinden bu yana beş yıl geçti. | Open Subtitles | مرت خمس سنوات منذ المسح الإجباري للذاكرة |
Ve unutmayın, bir imge görmekle aynı imgeyi hayal etmek, aynı beyin taramasını oluşturur. | TED | والان تذكر حين تشاهد صورة مقابل ان تتخيل نفس الصورة, ذلك يعطي نفس المسح للدماغ. |