"zavallı Serçe"de başroldeydim, ama kimse benim için gelmemişti. | Open Subtitles | لقد كنت بدور البطولة في العصفور المسكين و لم يأتي لي احد |
Acı çeken bu zavallı çocukla burada oturuyor, ve intikam yemini ediyorum. | Open Subtitles | جلست مع الفتي السقيم المسكين و أقسمت علي الانتقام |
zavallı yaşlı adamı ve geyiğini, hem de Noel'de. | Open Subtitles | العجوز المسكين و غزلانه خارج عيد الميلاد |
Açığa çıkan kimyasal maddeler, onu yiyen zavallı yaratığın etine geçer. Ve sonra biz gelip de o zavallı yaratığı yediğimizde, biriken toksinlerin bir bölümü bizim de bedenlerimize geçer. | TED | و تُرَشِّح مواد كيميائية فى خلايا ذلك المخلوق المسكين الذى أكلها و نأتى نحن بعد ذلك و نأكل ذلك المخلوق المسكين و نُصاب بتلك السموم المتراكمة بالتالى فى أجسادنا |
Şimdi Ramsdale'i ve zavallı Charlotte'u ve zavallı Lolita'yı... ve zavallı Humbert'i unutup benimle Beardsley Üniversitesi'nde... | Open Subtitles | عليكم أن تنسو رامسديل ...و شارلوت المسكينة و لوليتا المسكينة و همبرت المسكين, و ترافقونا... ...الى كلية بريدسلي |
Şimdi yapacağımız şey o zavallı adamı ve silahını gömmek ve arkasından dua okumak. | Open Subtitles | الآن، ماسنفعل... سندفن هذا الفتى ... المسكين و مسدسه |
zavallı adamla konuş, ona sorular sor. | Open Subtitles | يتحدث للرجل المسكين و يطرح عليه أسئلة |
zavallı herifi tek başına bıraksana, huh? | Open Subtitles | ما رأيك أن تدع ! الرجل المسكين و شأنه , هاه؟ |
O zavallı çocugu alıp Lobotomi uygulamışlar. | Open Subtitles | أخذه هذا الشاب المسكين و أخضعوه إلى عملية ال " لوبوتومى " و عذبوه |
O zavallı bodrumda ölürken parmaklarıyla yaptığı. | Open Subtitles | -هي بصمات ... خلّفها ذلك المسكين و هو ينزف في السرداب، ذلك كلّ شيء |
O aşağılık Frank bunu hayatıyla öderken zavallı piçe biraz merhamet gösterip bana gerçeği söyleyebilirdin. | Open Subtitles | اعتقدت أنك عندما ترى ذلك الحقير فرانك)ينزف حتى الموت ) ستُظهِر بعض الرحمة على الوغد المسكين و تخبرنى بالحقيقة ! |
zavallı Warren... | Open Subtitles | يالـ(ارين)المسكين... و.. |