Yapmam gereken, ateşini kontrol etmek, ağrı kesici vermek, çişe çıkarmak, temizlemek... | Open Subtitles | سآخذ درجة الحرارة وأعطيه المسكّنات وأساعده على التبول وأنظفه |
Şimdilik onun için yapabileceğiniz en iyi şey, ona ağrı kesicileri vermeye devam etmek, | Open Subtitles | أفضل شيء بوسعكِ القيام بهِ لهُ الآن , أن تستمرّي في منحهِ المسكّنات |
İlaç dolabında beş çeşit ağrı kesici var. | Open Subtitles | خمسة أنواع مختلفة من المسكّنات في خزانة الأدوية لديك |
Hastanede ağrı kesicileri verdikleri zaman birden her şey daha güzel gelmeye başladı. | Open Subtitles | عندما كنتُ بالمشفى وضعوني على المسكّنات وفجأة تحوّل كلّ شيء للأفضل |
Bu ilaçlar ile bir daha uyanmayacak. | Open Subtitles | بهذه المسكّنات لن تستيقظ مجددًا. |
Kesinlikle ağrı kesicileri fazla kaçırmış. | Open Subtitles | إذاً من الواضح أنّ الرجل يهذي بسبب المسكّنات |
Mesela, hangi hemşire içecekleri taşıyor ya da en iyi ağrı kesicileri nerede saklıyorlar? | Open Subtitles | .. مثلاً، أيّ ممرضة لديها كل الأخبار أو أين يخبئون المسكّنات الجيدة؟ |
Onca ağrı kesici ve yatıştırıcı verdiler. Uyanmadan geri gelirsin. | Open Subtitles | فبعد المسكّنات والمهدّئات التي أعطوها إيّاه، يمكنكَ الذهاب والعودة قبل استيقاظه |
ağrı kesici almaya çıkmıştım. | Open Subtitles | ذهبت للخارج لشراك المسكّنات لقد قلت لك ذلك |
Oğlum da bana aldığın ağrı kesicilerle birlikte kaçtı. | Open Subtitles | وابني هرب وبحوزته جميع المسكّنات التي اعطيتني اياها |
Elimdeki delik için ağrı kesici almam dışında. - O burada mı? | Open Subtitles | أتناول الكثير من المسكّنات بسبب الجرح في يدي، هل هو هنا؟ |
O ağrı kesicileri de muhtemelen ilaç şirketi hatunundan almıştır. | Open Subtitles | من الأرجح أنّها اشترت المسكّنات من صيدليّة تلكَ الفتاة. |
Annemden bilirim, ağrı kesiciler her zaman işe yaramıyordu. | Open Subtitles | أعرف من تجربتي مع أمي بأن المسكّنات لا تأتي نفعاً |
ağrı kesiciler midemi harap ediyor. Bir kaç dakikaya aşağıdayım. | Open Subtitles | المسكّنات تعبث بمعدتي سأنزل خلال دقيقتين |
Alkol almamanın en kötü tarafı ağrı kesicileri de alamamak. | Open Subtitles | أسوأ شيء في الرزانة هو الاضطرار لتناول المسكّنات. |
Şu ağrı kesici meselesini yeniden düşünmem gerek sanırım. | Open Subtitles | ربّما يتحتّم أن أعيد النظر في مسألة المسكّنات. |
Evet. Bana da bu kadar ağrı kesici verseler ben de bitkin olurdum. | Open Subtitles | أجل، لترنّحت ناعسة أنا الأخرى لو تناولت هذا الكمّ من المسكّنات. |
Ve artık ona ağrı kesici vermek yok. | Open Subtitles | و لا تعطيه المزيد من المسكّنات |
ağrı kesiciler bizi yanılttı. | Open Subtitles | لقد شتّتتنا المسكّنات السمومُ هي السبب الأساسيّ... |
Baban ağır ilaçlar kullanıyor. | Open Subtitles | إن والدك تحت تأثير المسكّنات |
Çok fazla ağrıkesici aldım. Bir şey hissetmem. | Open Subtitles | لقد ناولوني الكثير من المسكّنات لن اشعر بشيء |