| şüpheli listesinin çıktısını alacağım ve sonra da mecburi iniş kamışı yapacağız. | Open Subtitles | سأطبع هذه القائمة من المشتبه فيهم ومن ثم ننهي أتفاقنا مع دونجر |
| Baxendale şüpheli sayısını altıya indirdi. | Open Subtitles | باكسيندال قلل قائمة المشتبه فيهم الى 6 اشخاص |
| şüpheli listesine bakalım da kaç kişi San Luis Obipso'da yatmış görelim. | Open Subtitles | لنراجع لائحة المشتبه فيهم و نرى كم منهم امضى وقتا فى سان لويس اوبيسبو |
| Merkez, Delta 2. Şüpheliler var. Tamam. | Open Subtitles | إلى القيادة ، هنا فريق دلتا2 وجدنا المشتبه فيهم ، حول |
| Merkez, Delta 2. Şüpheliler var. Tamam. | Open Subtitles | إلى القيادة ، هنا فريق دلتا2 وجدنا المشتبه فيهم ، حول |
| Dallas polisinin az önce bildirdiğine göre... saat 13..15'te, Dallas'ın banliyösü Oak Cliff'te vurulan... polis memuru J.D. Tippit cinayetinde bir zanlı ele geçirildi. | Open Subtitles | فى تصريح لشرطة دالاس .. أعلنت للتو أنها اعتقلت أحد المشتبه فيهم في عملية القتل من دالاس الشرطي جيه دي تبيد |
| Cinayetlerden, bulmacalardan, Şüphelilerden sıkıldım. | Open Subtitles | انا عندى مايكفينى من القتلة , من الالغاز ,من المشتبه فيهم |
| Şu şehirlerden her birinde, Dayton, Hamilton, Cincinnati berduşların baş şüpheli oldukları suçlar rapor edildi. | Open Subtitles | كل واحدة من تلكم المدن دايتون , هاملتون , سينسناتي لديهم تقارير للجرائم , حيث الهوبو يكونون المشتبه فيهم الرئيسيون |
| Otomatik silahlı, polise ateş açan birden çok şüpheli. | Open Subtitles | تحصن متعددة المشتبه فيهم ، أسلحة أوتوماتيكية. |
| şüpheli silahlılardan biri olay yerinde öldü. | Open Subtitles | أحد القتلة المشتبه فيهم مات في مسرح الجريمة. |
| şüpheli silahlılardan biri olay yerinde öldü. | Open Subtitles | أحد القتلة المشتبه فيهم مات في مسرح الجريمة. |
| Ve bu da şüpheli sayısını 15,000'e indiriyor. | Open Subtitles | و هذا يُقلص دائزة المشتبه فيهم إلى 15000 شخص |
| İyi haberse şüpheli listemiz azaldı. | Open Subtitles | الأخبار الجيدة أنه يقوم بتقليل لائحة المشتبه فيهم |
| Tek proplem hiçbir şüpheli olay olduğunda orada değildi. | Open Subtitles | المشكلة الوحيده هي أن ولا واحد من المشتبه فيهم قد كان هناك عندما حدث هذا. |
| Şüpheliler silahlı ve tehlikeli | Open Subtitles | لجميع الوحدات ، هناك حالت سرقت المشتبه فيهم مسلحين و خطيرين , انهم يتجهوا الى الشمال |
| Şüpheliler hareket halinde. Bordo bir ciple güneye doğru gidiyorlar. | Open Subtitles | المشتبه فيهم يتجهون بإتجاه الجنوب على متن سيارة دفع رباعيّ حمراء داكنة |
| Şüpheliler, Rus oligarklar tarafından finanse edilen paralı askerlermiş. | Open Subtitles | و المشتبه فيهم مرتزقة مموّلين من قبل حكومة القلّة الروسية. |
| 18 uçuş karantina alındı ve Şüpheliler tutuklandı. | Open Subtitles | صهٍ, صهٍ. تم عزل 18 شخص من الرحلة, و تم اعتقال المشتبه فيهم. |
| Şüpheliler üzerinde çalışıyorum ve adli tıp raporlarını bekliyorum. | Open Subtitles | أعمل على المشتبه فيهم وأنتظر الأطباء الشرعيين. |
| Polis raporlarına göre Şüpheliler silahlı teröristlerdi. | Open Subtitles | وتقول تقارير الشرطة ان المشتبه فيهم كانوا إرهابيين مسلحين. |
| -Hâlâ bir sürü zanlı mı var? | Open Subtitles | لا يزال الكثير من المشتبه فيهم ، صبي يافع |
| Yine de cinayet avınızda nükleer bilim adamını Şüphelilerden biri yaptınız. | Open Subtitles | ومع ذلك, قمت باستخدام عالم ذرى كأحد المشتبه فيهم فى لعبة مطاردة القتل |