Dışarıya gönderdiğimiz evsiz sayısı arttıkça suç oranı da bir o kadar düşüyor. | Open Subtitles | كلما زاد عدد المشردين الذين نرسلهم للعالم الواسع كلما إنخفض معدل الجريمة لدينا |
Jakarta'ya kırsaldan gelmiş bir grup evsiz çocukla karşılaştım, bir tren istasyonunda yaşıyorlardı. | TED | لقد إلتقيت بعصبة من الأطفال المشردين الذين جاءوا إلى جاكرتا من الريف، وأنتهى بهم الحال بالعيش في محطة القطار. |
Belki evsiz İnsanlar Yerde Fikirlerle Uyuyorlardır. | Open Subtitles | ربما يكون لدى المشردين الذين ينامون على الارض بعض الافكار |
Kağıdından kendilerine don yapan evsiz barksızları da unutma. | Open Subtitles | ولا تنسى المشردين الذين يصنعون منها لباس داخلي |
Bu mesIekte daha fazIa araba takibi ve patIama daha az oraya buraya kakasını yapan evsiz oIur sanıyordum. | Open Subtitles | اعتقدت في كوننا شرطيين سنتعامل مع المطاردات ، والمتفجرات لا أن نتعامل مع المشردين الذين يقضون حاجاتهم في الطريق العام |
Duvardaki resimler bir graffitici artist tarafından yüzlerce evsiz insanları anmak için yapılmıştı. 1991'de tünel yeniden trenler için açıldığında, yeniden yerleştirilmişti. | TED | وقام أحد فناني الرسم على الجدران بزخرفة جدرانه للأحتفاء بذكري مئات من المشردين الذين تم إخلائهم من النفق في 1991 عندما تم إعادة فتحه للقطارات. |