Siz ayıların sorunu bu işte. Hep yanlış ağaca homurdanıyorsunuz. | Open Subtitles | تلك المشكلةُ مَع تَحْملُ، تَهْدرُ دائماً فوق الشجرةِ الخاطئةِ. |
Bayan Clairol sorunu çözmüş. | Open Subtitles | أَعتقدُ الآنسةَ Clairol حَلّتْ المشكلةُ. |
Yüksek çözünürlüğün sorunu da bu işte. | Open Subtitles | أترين هذه المشكلةُ مع تعريفِ عاليِ. |
problem beyindeyse, MS olabilir. | Open Subtitles | إن كانت المشكلةُ في دماغها فقد يكونُ التصلّب المتعدّد |
İşte bu problem. | Open Subtitles | هذه هى المشكلةُ. |
Yüksek büyütme fotoğrafçılığındaki sorun şu ki; doğal olarak çok sığ bir alan derinliği olmasıdır. | TED | المشكلةُ في التقاطِ الصّورِ لأشياءَ صغيرةِ الحجم هيَ أنَّ التفاصيلَ بكاملها ستكونُ محتواةً في مسافةٍ صغيرةٍ للغاية. |
Peki ailesi? Sorun da burada. | Open Subtitles | تلك المشكلةُ أنا لا أَستطيعُ الإتِّصال بهم |
Siz yeni medyacıların sorunu da bu işte. | Open Subtitles | هذه المشكلةُ مع رجال إعلام الجدد |
Eddie'nin sorunu bu. | Open Subtitles | تلك المشكلةُ مَع إدي. |
Sizin kuşağın sorunu bu işte. | Open Subtitles | تلك المشكلةُ بجيلِكَ. |
Bu viski içenlerin sorunu | Open Subtitles | هذه المشكلةُ مَع شرّابي الويسكي... |
Hintli kızların sorunu da bu zaten. | Open Subtitles | تلك المشكلةُ مَع بناتِ الهند! |
Karşı karşıya olduğumuz problem şu, Natalie. | Open Subtitles | المشكلةُ التي نواجهها (هي هذهِ (ناتالي |
Bir problem var. | Open Subtitles | هنا المشكلةُ. |
problem bu. | Open Subtitles | تلك المشكلةُ. |
Ama sorun şu ki, bizler asteroit değiliz, bizler değişiriz. | Open Subtitles | لَكنَّنالَسناكواكب. نَتغيّرُ، وتلك المشكلةُ. |
Ama sen beni dinlemiyorsun, Sorun da bu. | Open Subtitles | لَكنَّك لَنْ تَستمعَ لي، تلك هي المشكلةُ. |