Tüyleri de ters yönde uzuyor, tropikal bir yağmur sonrası damlayarak kuruyabilirler. | TED | وينمو فرائهم فى الإتجاة المعاكس ليمكنهم من تجفيف أنفسهم بعد التنقيع الاستوائى. |
Bak şimdi çipuranın pullarını soyarken en mühimi ters yöne doğru yapmaktır. | Open Subtitles | أتعرف عندما تُنظف سمك الدنيس من المهم أن تضعها فى الاتجاه المعاكس |
Daracık şeylere sığmıştın ama ters giden bir şeyler vardı. | Open Subtitles | لقد حصلت على انتفاخ في سروالك، ولكنّ من الإتجاه المعاكس. |
Herhangi bir nesnenin çekimi diğer dünyadan gelen nesne ile dengelenebilir. | Open Subtitles | وزن الجسم يمكنه الخروج عن الاتجاه باستخدام مادة من العالم المعاكس |
Bu iki Zıt tarafın içinde bu işin tercüme edilmesinde bir giz var. | TED | كل ما يمكنك تخيله. بداخل ذلك، على الجانب المعاكس لهما، هناك سر الترجمة. |
Haydi, tam tersi yöne elimizden geldiği kadar hızlı koşalım. | Open Subtitles | دعونا فقط نجري بأسرع ما يمكننا في الاتجاه المعاكس هيا |
Eminim omurgamızın altından geçip gitti ve aksi istikamette bir yerde çıkacak. | Open Subtitles | أنا متأكد أنه سيعبر تحت السفينه و ينطلق بسرعه فى الإتجاه المعاكس |
Zevkle yaptığımı söylemek isterdim ama ters etki yaratmak istemem. | Open Subtitles | أود القول بأنه شرف لي لكن لا أريد التأثير المعاكس |
ters şeritte araba sürmeye çalıştığını... görmek bile beni mutlu etmeye yeter. | Open Subtitles | هذا لانك سوف تجعلني سعيداً فقط رؤيتك تقود بالاتجاه المعاكس في الطريق |
Kıyıdaki dalgalara veya kuru kuma değdiği anda duruyor ve ters yöne yürümeye başlıyor. | TED | وبمجرد دخولها في الماء أو الرمال الجافة، يتوقف ويمشي في الإتجاه المعاكس |
Durup geriye dönmekten ziyade, atletler su altında takla atabilir ve ters yönde anında gitmeye başlayabilirdi. | TED | فبدلاً من التوقف والالتفاف، أصبح بإمكان الرياضيين التشقلب تحت الماء والانطلاق في الاتجاه المعاكس. |
Yani bu çevre içinde, etkileşimler ters biçimde kullanılır. | TED | لذلك فإنه في هذه البيئة،التواصل يستخدم في الاتجاه المعاكس. |
Newton der ki; duvar da size Karşı eşit ve ters bir kuvvet uygular. | TED | وقانون نيوتن ينص على أن الجدار سيبذل قوة في الإتجاه المعاكس مساويه و معاكسة |
İşte, bende eskiden eskiyen diğer ceple aynı şeyi yapardım. | Open Subtitles | انظر، كنت تفعل الشيء نفسه مع الجيب المعاكس مستهلك دائما |
İzleme ikonu bir saniyeliğine kayboldu ve şimdi şehrin diğer ucunda gözüktü. | Open Subtitles | أيقونة التتبع اختفت للحظة، والآن عادت للظهور في الجانب المعاكس من المدينة |
İşte damgalanma bu, çünkü ne yazık ki yaşadığımız dünyada eğer kolunuzu kırarsanız herkes alçınızın üstüne adını yazmak üzere yanınıza koşar ama insanlara depresyonda olduğunuzu söylerseniz, diğer tarafa koşarlar. | TED | تلك هي وصمة العار، لأنّنا لسوء الحظ، نعيش في عالم حيث إذا قمت بقطع ذراعك، فإنّ الجميع يركض لرؤية حالتك، ولكن إذا قلت للناس أنّك مكتئب، يركض الجميع في الإتجاه المعاكس. |
Bu dalgalanmalar, bir parçacık ve Zıt yüklenmiş antiparçacıktan oluşan gerçek parçacık çiftinin devamlı yaratılışı ve yıkımıyla oluşur. | TED | هذه التذبذبات يسوقها الاستحداث والتدمير المستمرّين لأزواج الجسيمات الافتراضيّة، والتي تتألّف من الجسيم وجسيمه المضاد المعاكس له في الشحنة. |
Bu aslında Zıt yönde bir çalışma. | TED | وهذا النوع من العمل يسير في الاتجاه المعاكس. |
Eğer ucu geri çekebileceğiniz an tam da tehlikeli an ise, aslında ileri ivmenin tam tersi ise? | TED | لكن ماذا إذا استطعنا في لحظة الإندفاع المفاجئ أن نسحب المثقاب مرة أخرى في الحقيقة عبارة تسارع في الإتجاه المعاكس |
Neyse ki biz çoktan aksi yöne doğru hareket ediyorduk. | TED | لحسن الحظ، كنا نسير بالفعل في الاتجاه المعاكس. |
Neden kayınvalidem böyle düşünürken, en sadık ve güvenilir iki danışmanımın tam tersini düşündüğünü bilmek isterim. | Open Subtitles | اود ان اعرف لماذا امى المخلصه تفكر فى شىء وناصحى المخلصين يفكرون بالشىء المعاكس |
Hep onun zıttı şeyler yaptım. | Open Subtitles | كل ما فعلته هو الركض في الاتجاه المعاكس. |
Ve aynı zamanda eğer başkalarını konuya dâhil etmeyi ve Karşı görüşü göstermeyi başarabilirsek, onların fikirlerini de değiştirebiliriz. | TED | ويمكننا أيضًا تغيير آراء الآخرين، لو استطعنا جعلهم ينخرطون في المسألة ويرونها من الاتجاه المعاكس. |
Ama neyse ki, aynı zamanda tersine de aynı şekilde çalışır. | TED | ولكنها ايضا تعمل لحسن الحظ في الاتجاه المعاكس. |
Maalesef, eyalet sınırını geçtim, bu ise federal işine döndü, ve beni Kaya'ya gönderdiler. | Open Subtitles | لسوء الحظ قدتها في الإتجاه المعاكس وقد اعتبروها جريمة فيدرالية وأرسلت الي الصخرة. |