Lütfen bana sadece benim anlayabileceğim bir hayran mektubu gönder. | Open Subtitles | رجاء أرسل لي رسالة تظهر كأنها رسالة من أحد المعجبين |
Birine hayran olan ve onu izlemek için bilet alan birini görmezden gelmek... | Open Subtitles | من الخطأ تجاهل الناس المعجبين بك الذين يشترون التذاكر |
hayranlar izleyicilerden veya hedef kitleden farklıdır. çünkü hayranlar geri dönmek ister. | TED | والمعجبون يختلفون عن مجرد مشاهدين أو جمهور لأن المعجبين يرغبون بالعودة . |
Evet. Limuzininize binmeye çalışan hayranları önlemede iyi işe yarıyor. | Open Subtitles | أجل ، إنه مثالي للعبور وسط المعجبين إلى سيارتكم الليموزين |
Peki dünya çapında milyonlarca üyesi olan fan kulüp de mi sahteydi? | Open Subtitles | ونادي المعجبين من كل انحاء العالم اهذا ايضا مزيف ؟ |
Herhalde senin en büyük hayranın benim. Dünyanın en akıllı davulcusu sensin. | Open Subtitles | لربما أنا من أكبر المعجبين بك فأنت أوسم لاعب درامز في العالم |
Ben şahsen otoyolların yakınında hamile kalmanın büyük bir hayranıyım. | TED | أنا من أشد المعجبين أن تكون حاملا وتسكن بالقرب من الطرق السريعة |
Ordu radyosunda hayran mektubu alan ilk kişi olmuş durumda. | Open Subtitles | انه اول رجل فى تاريخ اذاعة القوات المسلحة يحصل على بريد المعجبين |
Burada husumet mektupların, burada da hayran mektupların var. | Open Subtitles | لديك بريد الكراهية هنا وبريد المعجبين بك هنا |
Sen Kato'sun ve buradasın... Kato'nun küçük fakat sadık bir hayran topluluğu var Bunun üzerine birşeyler yapabiliriz. | Open Subtitles | أنت كاتو ولديك هنا كم قليل من المعجبين الأوفياء |
Sen Kato'sun ve buradasın. Kato'nun küçük fakat sadık bir hayran topluluğu var. | Open Subtitles | أنت كاتو ولديك هنا كم قليل من المعجبين الأوفياء |
O hayran değil! O... O bir Termite! | Open Subtitles | انها ليست من المعجبين انها ـ ـ انها من الفضاء |
Thom, hayran mektubu okumayı bırakır mısın? Yapmamız gereken işler var. | Open Subtitles | توم , هل تريد ان تتوقف عن قراءة ايميلات المعجبين لدينا عمل لنفعله |
Eğer bunları bilemezsem bu hayranlar beni parçalar. | Open Subtitles | هيّا، أولئك المعجبين لن يرحموني إذا كنت أجهل هذا الهراء |
Abi, bunu okumalısın. hayranlar bunu koymuşlar... | Open Subtitles | عزيزي،يجدر بك أن تقرأ هذه، المعجبين وضعوها هنا |
Ve şu anda, her tweet'lerinden biri yüz binlerce hayranları tarafından takip ediliyor. | Open Subtitles | وحاليا كل تغريده من تغريداتهم يتم متابعاتها من قبل مئات الآلاف من المعجبين |
Hattie, Prens Char fan kulübünün başkanı. | Open Subtitles | هاتي رئيسة نادي المعجبين الخاص بالأمير شار. |
Birkaç saat sonra binlerce hayranın önünde konsere çıkarlar. | TED | وخلال بضع ساعات،عزفوا أمام آلاف المعجبين |
Çok eskiden beri baton çevirmenin hayranıyım. | Open Subtitles | أنتم تعرفون أننى من المعجبين بتدوير العصا منذ زمن بعيد |
Hadi, hayranların görmek için geldiler. | Open Subtitles | بعض المعجبين بك هنا لمراقبة. بوبي، هل أنت هناك؟ |
Hâlâ üç beş hayranım kalmışken bu olayın her şeyiyle unutulmasını istiyorum. | Open Subtitles | إسمع أريد أن أضع كل الحادثة القبيحة خلفي بينما مازال تبقى لي بعض المعجبين |
Bay Six, çok memnun oldum. Sizin çok büyük hayranınızım. | Open Subtitles | السيد ستة ، هذا شرف لي لإني من أكثر المعجبين. |
- İyi. Ona en son kitabınızı aldım. Sizin ateşli bir hayranınız. | Open Subtitles | لقد اشتريت للتو أخر إصداراتك له إنه من المعجبين المتحمسين لكِ |
Dinle, en büyük hayranınım. Sana bir soru sorabilir miyim? | Open Subtitles | إسمعي, أنا من أكبر المعجبين بك أيمكنني أن أسألك سؤالاً؟ |
Ve bu duvarların içinde bir sesi desteklemeye yönelik mütevazı çabalarımın bir takdiri olarak, kişisel hayranlarım için bazı önemsiz bonservisleri bırakmak nadir olmayan bir alışkanlık oldu... genel olarak, benimkine değilse de, çocuğumun adınadır. | Open Subtitles | و إعترافا بالمساعي المتواضعه التي أقوم بها بالحفاظ على الإنسجام فيداخلهذهالجدران، أصبح من عادة المعجبين الشخصيين بي |
Toplantımız var. İnsanların elini sıkıp hayranlarla tanışmak lazım. | Open Subtitles | لقد حصلنا على إتفاقية ويجب أن نذهب لرؤية بعض المعجبين |
Bu aptal şovu kurtarmak istiyorsan işin içine hayranlarını da sokacaksın. | Open Subtitles | إذا أردت إنقاذ هذا البرنامج الغبي, يجب أن تقوم بإشراك المعجبين. |
Müzisyen ve video blogcuların hayranlarına dijital eşyalar satmasını sağlıyor. | TED | يسمح للموسيقيين ومدوني الفيديو بالحصول على المال من السلع الرقمية من المعجبين. |