Öğretmenler bir saat boyunca ders yaptıklarını söylüyorlar, ama hiçbir zaman yapmadık. | Open Subtitles | المعلمون يقولون أننا ندرس الحصة خلال ساعة لكننا لا نفعل هذا أبداً |
Öğretmenler devasa PVC beyaz tahtaları sınıflara taşıdılar, | TED | سحب المعلمون سبورات بيضاء ضخمة من البلاستيك داخل الفصول الدراسية، |
Öğretmenler okul başarısının can suyudur. | TED | المعلمون هم شريان الحياة بالنسبة لنجاح المدارس. |
öğretmenlerin kendi doğal çıkarımları ile yaptığı şeyleri nasıl alacağız? | TED | كيف يمكننا أخذ ما يفعله أؤلئك المعلمون إلى خلاصتهم الطبيعية؟ |
Pek öğretmence bir davranış olmasa da, bir öğretmen için heyecan verici bir andı. | Open Subtitles | لقد كان نوعا من الحماس الذي يجب أن يمتلكه المعلمون حتى ولو لم يكن من جانبهم التعليمي |
Mükemmel Öğretmenler böyle yaparlar. Ama mükemmel Öğretmenler ayrıca yol gösterir, teşvik eder, ateşler ve ilgi uyandırırlar. | TED | المعلمون العظام يقومون بذلك، لكن ما يقوم به المعلمون العظام أيضا هو اﻹرشاد، والتحفيز والإثارة والمشاركة. |
Öğretmenler her zaman, peki, iyi, ama bu yaptığı işe göre çok pahalı derler. | TED | يقول المعلمون دائماً، حسناً، لا بأس، لكنها غالية جداً مقارنة بما تفعله. |
Hükûmet bu sıkıntıları gidermek için bir sürü program çıkardı ve Öğretmenler de bu programların gizli uygulayıcısı oldular. | TED | لذا فإن الحكومة أطلقت مجموعة كاملة من البرامج لمواجهة هذه التحديات، وأصبح المعلمون المنفذين الضمنيين لهذه البرامج. |
Öğretmenler sınıflarına tekrar döndü ve artık ders yapıyorlar. | TED | لقد عاد المعلمون إلى داخل الفصول الدراسية ، إنهم يُدرَّسون. |
Bayan Russ gibi Öğretmenler benim gibi gençlerin başarmasını sağlamak için ne yapıyorlar? | TED | ولكن ماذا يفعل المعلمون أمثال السيدة روس كي ينجحون مع الشباب مثل الذين قمت بدراستهم؟ |
Gelip giderler. Ve Öğretmenler, iyi Öğretmenler çok fazla zamanlarını çocuklara bu deneyimler arasındaki geçişi nası yaptıracağını düşünerek geçirir. | TED | هم ينتقلون من وإليها. والمعلمون، كما تعلمون، المعلمون الجيدون يقضون وقتا طويلا بالتفكير في طرق لنقل الأولاد عبر هذه التجارب. |
Öğretmenler öğretmenin artık eğlenceli olduğunu söylüyorlar, | TED | يقول المعلمون الآن أن التدريس أصبح نوعًا من المرح. |
En iyi Öğretmenler ise erkekler değil, kızlardı. Muhteşemdiler. | TED | وكان المعلمون الافضل من الاناث .. ليس الذكور وكان الامر رائعاً |
Çok cesurmuşsun. Bu yerden Öğretmenler bile korkuyor. | Open Subtitles | كم ذلك الشجاعة منك حتى المعلمون يخافون هذا المكان |
Öğretmenler bizi kıyaslamaya ve birbirimizden ayrılmamız için zorlamaya başladılar. | Open Subtitles | بدأ المعلمون بمقارنتنا ونحن إنجرفنا على حدة |
Demek istediğim, bu Öğretmenler bizim saygımızı hak ediyorlar. Fakat görmüyorlar. | Open Subtitles | نعم , انا اعني , هؤلاء المعلمون يعتقدون بأنهميستحقوناحترمنا,ولكنهملايستحقونها. |
Tree Hill'deki öğretmenlerin kötülüğünü düşünürsek bu bir mucize olması lazım. | Open Subtitles | إنها معجزة مدى الإنحطاط الذى عليه المعلمون بمدرسة ترى هيل العليا |
Ama yapmak istediğimiz şey daha önceden öğretmenlerin bana mail attıkları sınıfı değiştirmek olayı için bu doğal çıkarımı kullanmak. | TED | لكن ما نريد فعله هو إستخدام الخلاصة الطبيعية لتحويل الفصل الدراسي الذي راسلني بخصوصه المعلمون باكرا |
Odaklanma grafiği gibi, birçok öğretmen dedi ki, ''Çocukların çoğunun bir konuya odaklanmayıp birçok konu üzerinde dolandıklarına dair bir düşüncem var.'' Bizde sonra odaklanma diyagramını yaptık. | TED | مثل ذلك الرسم البياني المركز، قال معظم المعلمون " لدينا احساس بان التلاميذ يقفزون من درس لآخر ولا يركزون على درس واحد." ولذا طورنا الرسم البياني للتركيز |
Ustalar, vadi büyük tehlikede. Usta Shifu beni 4 savaşçı bulmaya gönderdi. | Open Subtitles | أيها المعلمون ، الوادي في خطر عظيم معلم شيفو أرسلني لإحضار أربعة محاربين |
Herkese teşekkür ederim, müdür beye, tüm öğretmenlere ve bütün öğrencilere, sizin sayenizde bu stajı hoş ve başarılı bir biçimde bitirdim. | Open Subtitles | أشكر كلّ شخص والرئيس وكلّ المعلمون وكلّ الطلاب لمساعدتي لإنهاء هذه الزمالة التدريبية في قطعة واحدة |
Üstatlar beğensin ya da beğenmesin, senin müzik konusunda büyük bir potansiyelin var. | Open Subtitles | أنت قادرة تماما على المضي قُدما بموسيقاك سوى أن أُعجب المعلمون الكبار بذلك أم لا |
Bu ülkeyi insa eden, senin gibi çaliskan insanlari düsündügünde iste itfaiyeciler, Ögretmenler, FBI ajanlari bir bakiyoruz, hayatinizi güç bela idame ettirebiliyorsunuz bu da beni çok kizdiriyor. | Open Subtitles | حين تفكر بالناس الذين بنوا هذه البلد الكادحون أمثالك رجال المطافئ، المعلمون عملاء الإف بي آيه |
Okulda öğretmenin uygulamalar yapmakta zorlandığı için bize takım olarak yaptırdığını ve takım olarak değerlendirdiğini hatırlıyorum. | TED | أتذكر عندما كنت في المدرسة، كان المعلمون يجدون صعوبة بتحضير تمارين يمكننا القيام بها كفريق ويمكن تقييمها كفريق. |