Hiç kimse eve gitmek istemiyordu. | Open Subtitles | و لم يريد احد المغادره لانه لا سمح الله اذا ذهبت الي البيت |
Böyle gitmek kötü, ama uçağım kalkacak. | Open Subtitles | لا أحب المغادره بهذه الطريقه ولكن طائرتك هنا |
Şey, bilmiyorum baba, ama şimdi ayrılamam, baba. | Open Subtitles | لم اكن أعلم حينها ياأبي, ولكني ببساطه لااستطيع المغادره الان ياأبي |
Eğer gitmeye ya da beni kandırmaya çalışırsanız size elektrik verir ve sizi ölene kadar izlerim. | Open Subtitles | لو كنت تحاول المغادره أو الخداع سأقوم بصعقك وسيرونك في التلفاز وانت تعاني |
ayrılmak istediğimde bana iş bulacağını söylemiştin. | Open Subtitles | أخبرتني أنك ستجد لي وظيفة إذا أردت المغادره. |
Evet, iyiyim. Artık gidebilir misin? | Open Subtitles | أجل ، آسفه أيمكنك المغادره من فضلك؟ |
Şimdi gidemezsin! Şu adama bakın. | Open Subtitles | لا يمكنك المغادره الآن انظروا الى هذا الرجل |
İstersen sen de gidebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك المغادره إن أردت ذلك لن أغادر الطاوله حتى تغادر المضيفه |
Komutanım, takviye gelene kadar bir yere gidemem... | Open Subtitles | لا أستطيع المغادره على الأقل حتى تصل تعزيزات |
Eğer bu konuda anlaşabilirsek sizden gitmenizi isteyeceğim. | Open Subtitles | اذا اتفقنا على هذا عندها سوف اطلب من المغادره |
O zaman yarın sabah ikiniz de birlikte gidebilirsiniz. | Open Subtitles | بتلك الطريقه تستطيعون المغادره مبكراً بالصباح ؟ |
Çok komik, ama ben gitmek istiyorum, tamam mı? | Open Subtitles | حسناً ، هذا مرح جداً ولكنى اريد المغادره الان اخرجينى من هنا |
Sana doğruyu söyleyeyim, ne zaman buraya gelsem, gitmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | كلا، في الحقيقه، عندما أكون هنا فانني اتلهّف على المغادره |
10 dakika içinde gitmek istersen, seni arabana götürürüm. | Open Subtitles | ..إذا كنتِ مصممه على المغادره بعد عشر دقائق سأُعيدكِإلى سيارتكِ |
Şimdi, gemiye atlayıp gitmek istersen, itirazım olmaz. Fakat ben plan doğrultusunda hareket edeceğim. | Open Subtitles | اذا كنت تريد المغادره, يمكنك ذلك لكني سأكمل هذا |
Gerçekten gitmek zorunda mısınız Mr. Krueger? Mr. Krueger benim babamdı. | Open Subtitles | هل حقا يجب عليك المغادره , سيد كروغر لا , السيد كروغر كان أبي |
Efendim, takviye kuvvetleri gelene kadar ayrılamam... | Open Subtitles | سيدى.. لا أستطيع المغادره على الأقل حتى تصل تعزيزات |
Yani, eğer Fisher buraya geliyorsa, buradan ayrılamam. | Open Subtitles | اذا كان "فيشر" في طريقه الى هنا لايمكنني المغادره |
Virüsten korktuğun için annemi buradan gitmeye ikna ettin. | Open Subtitles | انتي اجبرتي امي على المغادره لانكي تخافي من المرض. |
Eğer aranızdan ayrılmak isteyen varsa, bu son şansınız. | Open Subtitles | إذا أراد أي منكم المغادره فهذه هي الفرصه الأخيره |
Bana yardım etmek istemeyenler gidebilir! | Open Subtitles | أي شخص لا يريد مساعدتي يمكنه المغادره |
Şimdi gidemezsin daha oyunlara yeni başladık. | Open Subtitles | لا لا يمكن لك المغادره الان لقد بدأنا اللعبة للتو |
Artık gidebilirsin. Mola verirsen iyi olur. | Open Subtitles | الأن يمكنك المغادره و من الأفضل أن تأخذ راحه |