"المفاجئات" - Traduction Arabe en Turc

• sürprizleri
• sürpriz
• Sürprizlerden
• sürprizler
• sürprizle
• Sürprizlere
• sürprizlerle
• Süprizlerden
• sürprizlerin

Size gerçekten çok hoşbirşey pişirdim. Biz sürprizleri severiz.
لدي طعام شهي لأجلكم حسنا،نحبّ المفاجئات.

sürprizleri severim. Ama beklemeyi sevmem.
حسناً , أحب المفاجئات ولكن لا أحب الإنتظار

Evet, ama sürpriz konusunda armut dibine düşmüş.
نعم ، وفى قسم المفاجئات دائما ما نجد أن التفاحة لا تسقط بعيدا عن الشجرة

sürpriz olacak. sürprizleri severim. Kim iyi sürprizleri sevmez ki?
ستكون مفاجئةً- أنا أحب المفاجئات,من الذي لا يحب المفاجئات الجيدة؟

Mutlaka yalnız gel, çünkü Pooh-Bear Sürprizlerden hoşlanmaz.
يتأكّد بأنّك جئت لوحده لأن دبّ بوه لا يحبّ المفاجئات.

Hatta çıkımdaki sürprizler hâlâ kafamda olduğu için şaşırmadım değil.
أتعلمين,أنا مفاجئ يمكنني حتى أن أدخل هنا مع كل المفاجئات التي أخبئها في أكمامي

Ve artık daha fazla sürprizle başa çıkabileceğimi sanmıyorum.
وأنا لست واثقة من تحمل المزيد من المفاجئات

Ayrıntılı plan yapmayı severim. Sürprizlere yer yoktur, hiç sevmem.
تعلم, أحب أن يكون الأمور كلها مخطط لها بدون مفاجئات, أكره المفاجئات.

Cidden, sürprizlerle aram pek iyi değildir.
بجدية لست متعودا على المفاجئات حتى وأنا طفل

Bazen yan yollar, en iyi sürprizleri bulacağınız yollardır.
،حتى و إن عرجت على طريق جانبي فإنّك قد تجد أجمل المفاجئات

Bizim işimiz izlemede kalmak ve sürprizleri en aza indirmeye çalışmak.
عملنا ان نستمر بالمراقبة ونحاول تقليل المفاجئات

Bu sene bekleyebileceğimiz bir sürpriz var mı?
هل هناك أي من المفاجئات التي تتوقعها لهذه السنة ؟

Eğer sana söylersem sürpriz mahvolur ve sürprizler şaşkınlıktan ağzının açık kalması için en iyi yoldur, böylece dünyayı daha iyi görür...
اذا أخبرتك هذا سيفسد المفاجئه و المفاجئات هى الأفضل لأن عيناك تخرج من مكانهما ويمكنك رؤيه العالم بشكل أفضل

Benimle oyun oynama, başka sürpriz istemiyorum.
لا تلعب أية ألاعيب معي لا أريد مزيد من المفاجئات

Tamam mı? Çünkü Sürprizlerden hoşlanmam.
حسناً , لأنه كما تعلمين أنا لا أحب المفاجئات

Sürprizlerden hoşlanmadığımı bilirsin. Ne kadar kaldı?
أنت تعلم أنني لا أحب المفاجئات ولكن كم أمامنا؟

Sürprizlerden nefret eder. Hey, ne ısmarlayacaksın?
إنها تكره المفاجئات ماذا سنطلب ؟

Bu ilk resmi buluşmamız olduğu için çok mutluyum ama benim hakkımda bir şeyi bilmelisin sürprizler beni çok gerer.
أنا سعيدة جداً لأن هذا أول موعد رسمي لي لكن يجب أن تعلم شيء عنّي المفاجئات تجعلني متوترة

Uranüs hayal kırıklığı olsa bile, görüntü ekibi gezegenin uydularında bir sürü sürprizle karşılaştı.
إذا "اورانوس" كان شيئاً مُحبطاً إلا أن فريق التصوير وجد عديد من المفاجئات في أقمار الكوكب

Sürprizlere güzel tepkiler verildiğini gördüm.
اكتشفت كيف أن المفاجئات تُستقبل بشكل رائع

sürprizlerle dolu bir kadındı.
حسناً، إنها لم تكن أبداً تستنفذ المفاجئات.

Süprizlerden hoşlanmıyor musun?
لا تُحب المفاجئات

...daha başka sürprizlerin olmaması gerek.
لسنا بحاجة إلى المزيد من المفاجئات