Ancak ironik biçimde, insanların gelişmesine zemin hazırlayanla aynı türden kozmik bir kaya bizi bir gün Yeryüzü'nden silebilir. | Open Subtitles | ولكن من المفارقات أن نوع الصخر الكوني الذي مهد الطريق لوجود البشر قد يأتي يوم ويمحو وجودنا على كوكبنا |
Her şeye sahip olan bir adamın, temelde tamamen mutsuz bir insan olması sence de ironik değil mi? | Open Subtitles | أليس من المفارقات المضحكة أن الرجل الذي يملك كل شئ تحت يديه , فقط ليس إنسان سعيد في أعماقه |
Dağıtım soketi yeterince ironik bir şekilde Roanoke Virginia'da kurulmuştu. | TED | لوحة الوصل، ومن المفارقات أن يتم توسيط في ليتل رونوك بولاية فيرجينيا. |
Çoğu durumda, bu kurtlar ölümcül değildir. Fakat çelişkili bir şekilde, sorun da bu. | TED | في معظم الحالات، قد لا تكون هذه الديدان قاتلة، ولكن من المفارقات أن هذا جزء من المشكلة. |
Üç tür ironi vardır. | TED | يوجد ثلاث أنواع من المفارقات. |
Tarih boyunca paradokslar, bildiğimiz her şeyi baltalamakla tehdit ettiler ve aynı sıklıkla dünyayı algılayışımızı yeniden şekillendirdiler. | TED | عبر التاريخ، أنذرت المفارقات بتقويض كل شيء نعرفه، وفي الغالب، فقد أعادت تشكيل فهمنا عن العالم. |
Bunun son derece ironik olduğunun farkındayım. | TED | وأعلم ان هذا قد يبدو من المفارقات المذهلة. |
İronik ve beklenildiği gibi bu varoluşu ve bağlantıyı buldum ayrıca daha zorlayıcı fotoğraflar çekmeme yardımcı oldu. | TED | ومن المفارقات والمفاجآت، وجدت أن هذا الوجود والارتباط يساعد أيضاً في التقاط صور أكثر إثارة. |
İronik olan, benzer fikirleri paylaşan cemaatlerde yaşama eğilimi günümüzün globalleşen dünyasındaki en büyük tehlikelerden biridir. | TED | ومن المفارقات, أن يكون العيش في مجتمعات من ذلك النمط, يُعَد اليوم من أعظم المخاطر التي تواجه العالم في عصر العولمة. |
Bu da benim kitabımda ironik bir durumdur. | Open Subtitles | و هذا يندرج تحت عنوان المفارقات في كتابي |
Şu anda bu durumda olmamız ironik aslında çünkü önceden orada yasaklanmıştık. | Open Subtitles | ومن المفارقات أننا في ذلك الوضع الآن نظراً لأننا قد حظرت في البداية. |
Bilimin en büyüklerinden biri olarak değerlendirilen bir adamın astroloji ile ilgilenmesi gerçekten ironik. | Open Subtitles | ومن المفارقات أن الرجل الذي سوف يكون واحدا من أعظم العلماء كان يمارس علم التنجيم |
İronik bir şekilde, Diyalog kitabının yasaklanması, kitabın diğer ülkelerde geniş kapsamda okunmasını sağladı. | Open Subtitles | من المفارقات أن حظر كتابه شجع الجميع على قراءته على نطاق واسع في البلدان الأخرى تسابق الناس لشراءه |
Bunun biraz ironik olması gerekiyordu.. | Open Subtitles | وأعتقد أن هذا من المفترض أن يكون من المفارقات |
İronik bir şekilde ben de yatırım yapmakla biraz ilgilenirim. | Open Subtitles | ومن المفارقات إلى حد ما أني مثل الاستثمار. |
Bu çok ironik işte, evleri yağmalamak için yangın çıkartırken bunu hesap etmeli. | Open Subtitles | حسنا، هذا المفارقات ، النظر كنت وضع حرائق ل نهب المنازل. |
İronik olarak, bir insan için en büyük tehlike başka bir insandır. | Open Subtitles | ومن المفارقات أن أكبر تهديد لأحد إنسان هو إنسان آخر. |
Beyler, bu müthiş bir ironi... | Open Subtitles | أيها السادة، إنه لمن المفارقات الكبرى |
Geçmiş gidişle uğraştığımızda karşımıza uyuşmazlık ya da paradokslar çıkmaktadır. | Open Subtitles | الأمر الأكثر إثارة للحيرة هو التناقضات أو المفارقات و يظهر هذا الأمر عندما تبدأ التدخل في الماضي |