Eve onu almak gerekiyordu. | Open Subtitles | كان من المفترض بك أن تأخذهم لمنازلهم على أى حال |
Sizin o aptal raporda yazanı okumanız ve aptalca deli doktoru soruları sormanız gerekiyordu. | Open Subtitles | من المفترض بك أن تقرأ ما كتب في ذلك التقرير ثم تسأل اسئلة الأطباء النفسيين الغبية |
Saat 11.00. Bugünkü ev gösterimini halletmen gerekiyordu. | Open Subtitles | إنها الساعة الحادية عشر، كان من المفترض بك تغطية معرضنا اليوم |
Gerçek ipuçlarını üst katlarda gerçek odaları olan insanlara vermen gerekiyor sanıyordum. | Open Subtitles | أعتقد أنه كان من المفترض بك أن تمرري الدلائل لشخص مركز عمله فوق الأرض |
Siktir, o hıyara öğretmen gerekiyor. | Open Subtitles | اللعنه كنت من المفترض بك ان تعرمني اياها |
Doktor Crane, içeride kalabalıkla kaynaşmanız gerekmiyor mu? | Open Subtitles | يا الهي,اليس المفترض بك ان تكون خارجا تشرف على المشاريب |
Dünyanın en iyi torunu ödülünü alman gerekmiyor muydu? | Open Subtitles | أليس المفترض بك قبول جائزةِ الحفيد الأفضلِ في العالم؟ |
Bana böyle sorular sormanız mı gerekiyordu? | Open Subtitles | هل من المفترض بك أن تسألني أسئلة مثل هذه؟ |
Benimle ilgilenmen gerekiyordu ve sen bunu yapmadın. | Open Subtitles | كانت من المفترض بك أن تعتني بي ولم تفعل. |
Benim tarafımda olman gerekiyordu orospu çocuğu. | Open Subtitles | تعال يا لك من ماكر ،من المفترض بك ان تكُونَ لصالحي |
Ben gelene kadar beklemen gerekiyordu. | Open Subtitles | كان من المفترض بك أن تنتظر حتّى أصل إلى هُنا. |
Senin cevap veren kişi olman gerekiyordu, profesör, değil mi? | Open Subtitles | من المفترض بك أن تكون رجل الاجابات ، بروفسير، ألست كذلك؟ |
Beni 7:15'de kaldırman gerekiyordu. | Open Subtitles | 30, كان من المفترض بك إيقاظي عند 7: |
Arkamı kollaman gerekiyordu, hatırladın mı? | Open Subtitles | كان المفترض بك أن تحميني ، أتذكر ؟ |
Ona tekmeyi basman gerekiyordu. | Open Subtitles | كان من المفترض بك أن تقطع علاقتك معها |
Doktor olman gerekiyordu! | Open Subtitles | كان من المفترض بك ان تصبح طبيبا |
Bu sırıtmayı yüzünden çıkart. Burada olmamanız gerekiyor. | Open Subtitles | امسح تلك البسمة المزيّفة عن وجهك ، ليس من المفترض بك أن تكون هنا حتّى |
O nefret ettiğimiz, acımasız kadınlardan biri olmak istemiyorum ama ama bana yardımcı olman gerekiyor. | Open Subtitles | لا اقصد بان اكون تلك المراءه السعيده التي نكرهها جميعا ولكن كان من المفترض بك بان تكون هنا تساعدني بالتجهيز |
Senin de gizli sığınağında olman gerekmiyor mu? | Open Subtitles | أليس من المفترض بك أن تكون في مخبأك السري؟ |
Bu gece bekarlığı planlama komitesiyle yemekte olman gerekmiyor muydu? | Open Subtitles | أليس من المفترض بك أن تكون في عشاء مع لجنة التخطيط لحفلة العزوبية الليلة؟ |