"المفرطة" - Traduction Arabe en Turc

    • Aşırı
        
    • korumacı
        
    6 yıl önce Aşırı şiddet uyguladığından ötürü askıya alınmıştı... Open Subtitles من ست سنوات مضت تم إقصاءه بسبب إستخدام القوة المفرطة..
    Inan bana , Kesinlikle Öyleyim seninle şuanda konuşarak Aşırı uyarılmış oluyorum. Open Subtitles صدّقيني, أحتاج ذلك بشدّة. فأنا أشعر بالإثارة المفرطة بمجرّد التحدّث إليكِ الآن.
    Hevesin takdire şayan ama kendine Aşırı güvenmek bir hatadır. Open Subtitles أوافق على الحماسه التي لديك، ولكن الثقة المفرطة تكون فخ.
    Benzer şekilde, yalnızlık da beyinde bir açlık yaratır ve bu ödül sistemimizi nörokimyasal olarak Aşırı duyarlı hâle getirir. TED وبالمثل، تحدثُ الوحدة الجوع في أدمغتكم حيث تثير الحساسية المفرطة لأعصابنا الكميائية نظام المكافأة لدينا.
    Bu sadece benim Aşırı korumacı ebeveynliğimin kararlarımı etkilemesinin bir örneği daha. Open Subtitles إنه مثال آخر على تربيتي المفرطة في الحماية وهي تهزمني
    27 senelik Aşırı ısı ve kimyasallardan sonra, saçım Aşırı yıpranma ve aşınma belirtileri göstermeye başlıyordu. TED بعد 27 سنة من الحرارة المفرطة والكيماويات القاسية، بدأ شعري في إظهار أقصى علامات الانهيار.
    Bu araştırmadan, kadın polislerin güç kullanma veya Aşırı güç kullanmakla suçlanma ihtimalinin daha az olduğunu öğrendik. TED بفضل ذلك البحث، نعلم أن الشرطيات هن أقل عرضة لاستعمال القوة وأقل عرضة لأن يُتهمن باستخدام القوة المفرطة.
    Ama aslinda bu inança sahibseniz ve o inanç korkuyu geliştirir. Aşırı tepkimeye sebebiyet verir. TED ولكن أيضا، لأنكم أن ملكتم هذا الاعتقاد الذي يولد للشعور بالخوف، فهو سيقود لردة الفعل المفرطة.
    Aşırı sıcaklar nedeniyle duruşma yarın sabah ona ertelenmiştir. Open Subtitles بسبب الحرارة المفرطة سوف تؤجل الجلسة إلى العاشرة من صباح الغد
    Aşırı kilolu hastalarda yağ embolisi görülebilir. Open Subtitles مرضى السمنة المفرطة يمكن أن يصابوا بسدادة دهن في صمام القلب
    İnsan sadece bulanık sudan kurtulup, ...yani bu Aşırı sapkın fantezilerden vs. Open Subtitles لا يستطيع المرؤ هنا إلقاء الماء القذر الذي يمثل كل تلك الخيالات المفرطة في الانحراف وما شابه
    Bahsettiğim şey süper hız veren ilacın, çok Aşırı açlık yapması. Open Subtitles بل كنت أعني شخص غارق في شهيته المفرطة للطعام
    Sen sessiz kaldığın için ona Aşırı doz verebildik. Open Subtitles لأنك لم تتفوهي بكلمة تمكنّا من إعطائه الجرعة المفرطة.
    -Tamam. -Vücutlarımız bu Aşırı sıcağa karşı koyamaz. Open Subtitles أجسادنا لا يمكنها تحمل درجة الحرارة المفرطة
    İnsanların Aşırı artmasıyla, dünya tehlikeye girdi. Open Subtitles بالزيادة المفرطة للبشر، الأرض الآن في خطر.
    Girişimci çiftçileri, heykeltıraşları, ve önemli denizcileriyle beraber Aşırı bir nüfus ve azalan kaynaklar arasında sıkıştılar. Open Subtitles مزارع مبتكرة ونحاتون وبحارون بارعون فقد تعرضوا للكثافة السكانية المفرطة مما أدى الى استهلاك كامل الموارد
    Aşırı güç kullanmaktan altı kez disipline verilmiş. Open Subtitles عوقب لمرّاتٍ عدّة جرّاء استخدامه القوّة المفرطة
    Kibir, muhteşemlik, tek birinin eşsizliğine inanmak, güç ve başarıya odaklı olmak, Aşırı derecede beğenilme ihtiyacı, yetki verme yeteneği, empatiden yoksun, kıskançlığa eğilimli ve diğerlerini sömürebilme yeteneği. Open Subtitles الغطرسة، العظمة، الإعتقاد في التفرد، والإنغماس في القوة والنجاح، الحاجة المفرطة لتحوز على الإعجاب، الشعوربالإستحقاق،
    Yemen polisi onları Aşırı süratten durdurmuş. Open Subtitles و قد أوقفتهما الشرطة اليمنية بسبب السرعة المفرطة
    Aşırı doz vitamin daha mantıklı ve tedavisi daha kolay. Open Subtitles الجرعة المفرطة تبدو منطقية وهي أسهل علاجا
    Bu yüzden bu kadar korumacı olduğum için beni affet. Open Subtitles لذلك عليك أن يغفر لي لكونها المفرطة قليلا الآن.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus