"المقابر" - Traduction Arabe en Turc

• mezarlık
• mezarlıkta
• mezarlığa
• mezar
• mezarlıklar
• mezarlığı
• mezarlığın
• mezarlıktan
• mezarlıklarda
• mezarları
• mezarlıkları
• mezarlar
• mezarlıklara

Fakat kısa bir zaman önce çoğu mezarlık hareketli yerlerdi, mezar taşlarının etrafında dolaşan insan kalabalıkları ve çiçek açan bahçeleri vardı.
لكن منذ وقت قريب، حين كانت المقابر أماكن عامرة بالحياة، والحدائق المزهرة وحشود من الناس تتجول بين شواهد القبور.

Genç bir kıza göre mezarlıkta çok fazla vakit geçiriyorsun.
إذ يبدو أنّك تمضين وقتًا طويلًا في المقابر بالنسبة لمراهقة.

Geçen gece mezarlığa bakmak için buraya çıkmıştım, ...ve senin ışığını gördüm.
كنت هنا الليلة الماضية انظر إلى المقابر ورأيت نوراً يأتي من منزلك

Dolgu farklı bir renkte demek ki mezar hırsızları büyük olasılıkla buraya ulaştı.
الطلاء بلون مختلف هذا يعني أن لصوص المقابر من المحتمل قد دخلوا هنا

mezarlıklar çok genç ve gururlu delikanlılarla dolu.
إن المقابر مليئة بفتية كانوا صغيرين و فخورين

Bakın ne diyeceğim. Ben mezarlığı alayım. Siz de Bronze'u alın.
سآخذ المقابر وأنتم يا رفاق اذهبوا إلي البرونز

Ormanın içinden mezarlığın güneyine doğru 10 dakikalık yürüme mesafesinde.
مقربة 10 دقائق سيرًا عبر الأحراج من هنا جنوب المقابر.

Fakat mezarlık olarak bildiğimiz yerlerin çoğu, çok daha yeniler.
غير أن أكثر المقابر التي نعرفها ليست قديمة جداً.

19.yy'ın sonlarında şehir parkları ve botanik bahçeler ortaya çıktıkça, mezarlık ziyaretçileri azaldı.
وفي أواخر القرن التاسع عشر، ومع ظهور المزيد من المتنزهات والحدائق العامة، بدأت المقابر تفقد زوارها.

Günümüzde çoğu eski mezarlık, artık yalnız yerler.
واليوم، كثيرٌ من المقابر القديمة صارت أماكن خاوية على عروشها،

Diğer üç mezarlıkta da aynı şeyi söyledin.
. ذلك الذي قلتيه حول المقابر الثلاث الأخيرة

mezarlıkta dolaşıyorum. Bu sence normal bir davranış mı?
أنا اتجول في المقابر هل يبدو لك تصرف من هو بخير ؟

Bana 60.000$ kazandırdı. Üstelik mezarlıkta sarhoş araba kullanıyordum.
لقد حصلت على 60 ألف دولار ولقد كنت أقود و انا مخمور بالقرب من المقابر

Adama Ölüm peşinde diyorsun, o da tutup mezarlığa geliyor.
تُخبرين رجلاً بأنَّ الموت يلاحقه فيذهب إلى المقابر بنفسه؟

Onu arka bahçemizdeki mezarından çıkardım ve gece yarısı mezarlığa gizlice girip onu tekrar annemin yanına gömdüm.
من قبرها إلى الباحة الخلفية لدينا و تسللت إلى المقابر في منتصف الليل و دفنتها مرة أخرة بجوار أمي

Çeltiklerimiz mezarlıklar yanındaydı.
حقول رزنا كَانت دائماً بالقرب من المقابر

Sen mezarlığı ziyaret edip Birlik'in güvenli evinde saklanıyorsun.
أما أنت تزورين المقابر وتختبئين في مآمِن الاتّحاد.

Kendin söyledin. Kamyonunu mezarlığın dışında görmüşsün.
لقد قلتيها بنفسك أنك رأيت شاحنته عند المقابر

mezarlıktan hoşlanıyorsun, çünkü uykusuzluk çekiyorsun.
أنتِ تحبين المقابر لأنه لا يمكنِك النوم ليلاً.

Seni arıyorum, "sürekli mezarlıklarda dolaşan kız".
أبحث عنك. الفتاة التي تتواجد كثيرا في المقابر

Kraliyet mezarları, muhtemelen bir kundaklama sonucunda yerle bir edilmişti.
لقد دُمرت المقابر الملكية عبر حريق متعمد ومُريب.

İnsanlar mezarlıkları sadece cenazeler için değil, ayrıca kutlamalar, tatiller veya bir akşamüstü yürüyüşü için de ziyaret ediyorlardı.
كان الناس يزورون المقابر في الجنائز، والمناسبات وأيام العطل أيضاً، أو ببساطة، عصراً في الهواء الطلق،

Mısırlılar, krallarla birlikte mücevherlerini de gömdüklerinden, mezarlar ağız sulandırırdı.
المقابر كانت غير متعمدة لأن المصريين قاموا ببناء سترات من الكنوز مع أصحاب العروش الموتى

mezarlıklara pek fazla gitmiyorsunuz sanırım.
لم تقضى وقت كثير حول المقابر أليس كذلك ؟