"Bodega koyu anlaşılan Merkez durumunda, yinede bazı raporlara göre | Open Subtitles | ويبدو ان خليج بوديجا هو المقر الرئيسي حيث اتت جميع البلاغات |
Şirket Merkez ofisimizin, iki öğrenci çalışanı ile bu kenar otelde olduğunu öğrenirse ne olacak? | Open Subtitles | ماذا لو عرف أن المقر الرئيسي لشركتنا هو غرفة في فندق رخيص مع موظفين اثنين من الطلاب |
CPS Ana Merkezi, polis memuru Cameron 383F noktasında geliştirme talep ediyorum. | Open Subtitles | المقر الرئيسي للنيابة العامة الضابطة كاميرون تطلب تحسين نقاط الشبكة إف 383 |
Ama malikane Adalet Birliği'nin gerçek Karargahı değil. | Open Subtitles | فيما عدا القاعة إليس . البرابطة هي المقر الرئيسي |
Doğrudan Merkezden bağlantı. - Kimmiş? - O, efendim. | Open Subtitles | مكالمة عاجلة سيدتي، محولة مباشرة من المقر الرئيسي ..إنه هو. |
Aslında, merkeze sağ salim götürünce olacağım. | Open Subtitles | حسناً، أنا سأكون عندما أرجعها الى المقر الرئيسي بسلامة |
Daha sonra, dersimi almamışımdır belki diye beni genel Merkezde görevlendirdiler ve orada sistem değişikliğine karşı olanlara göğüs gerdim. | TED | الآن، في حال لم أتعلم الدرس جيدًا قاموا بتعييني في المقر الرئيسي وهناك سعيت بشكل حثيث ضد تغيير النظام. |
Apple Bilgisayarları'nın yeni Merkez ofisine hepiniz hoşgeldiniz. | Open Subtitles | اود ان ارحب بكم جميعا في المقر الرئيسي لشركة ابل كمبيوتر |
O çömlek Vilas Aao Jefferson'un Merkez ofisi. | Open Subtitles | ذلك القدر هو المقر الرئيسي لـ فيلاس اوا جيفيرسون |
O gün, ben orada, Merkez ofisinde olacağım. | Open Subtitles | في اليوم الذي اتفقا عليه سأكون هناك داخل المقر الرئيسي |
Bu gemideki kimliği bilinmeyen iyi niyetli bazı şerefsizler asla almadığımız şu imdat çağrısını kumanda Merkezi günlüğüne kaydetmiş. | Open Subtitles | نداء الإستغاثة هذا لم نستقبله تم تسجيله في المقر الرئيسي عن طريق شخص مجهول قذر على متن تلك السفينة |
New York'taki CBS Haber Merkezi'nden iyi akşamlar. | Open Subtitles | الأخبار من المقر الرئيسي لشبكة سي بي اس الإخبارية في نيويورك |
Aslında Karargahı Washington D.C.'den Boston'a taşıdılar. | Open Subtitles | انتقلوا فعلا الى المقر الرئيسي لنعود الى بوسطن من واشنطن العاصمة |
Burası Ulusal ATB Karargahı Merkez sistemi. | Open Subtitles | هذا هو المقر الرئيسي لوحدة مكافحة الإرهاب مركز الأعصاب |
Şu anda Merkezden emir alıyorum. | Open Subtitles | أنا الآن أعمل تحت أوامر مباشرة من المقر الرئيسي |
Ben ve bu eleman Merkezden size destek olacağız. | Open Subtitles | أنا و الرجل سنتسكع هنا في المقر الرئيسي. نتحضر كدعم لكم. |
Aslında, merkeze sağ salim götürünce olacağım. | Open Subtitles | حسنا، أنا سأكون عندما أرجعها الى المقر الرئيسي بسلامة. |
Merkezde gördüğüm iri adama benziyor, ama daha ölü. | Open Subtitles | إنه يشبه الرجل الضخم الذي رأيته في المقر الرئيسي, لكنه ميتٌ أكثر. |
- One Network'un genel merkezine girmeye hazır olun. | Open Subtitles | استعدوا لدخول المقر الرئيسي للشبكة الواحدة. نعم، فهمت. |
Hepimizi eve göndermek istiyor. Yeni saldırıdan önce, Merkezdeki itibarımızı kurtarmak zorundayız. | Open Subtitles | هو يريد أن يشحن كل واحد منا الى الوطن علينا تعزيز موقعنا بمصداقية مع المقر الرئيسي |
New York'taki CBS Haberler merkezinden iyi akşamlar. | Open Subtitles | الأخبار من المقر الرئيسي لشبكة سي بي اس الإخبارية في نيويورك مساء الخير |
Selzman'ın burada olmasının sebebi, karargahtan onu göndermeleri, değil miydi? | Open Subtitles | كان سيلزمان هنا بسبب أن المقر الرئيسي أمره بذلك, أليس كذلك؟ |
Araç değişimini Ulusal Muhafızlar'ın karargahının arkasında yapmazsın. | Open Subtitles | إذا ما كنت تريد التبديل بين السيارات أنت لا تريد فعلها خلف المقر الرئيسي للحرس الوطني. |
Harika. Şirketin genel merkezinde çalışmak onun için harika bir fırsat. | Open Subtitles | إنها فرصة مذهلة لها في المقر الرئيسي للشركة |
1. Bölge'deki HPD genel merkezinin altında. | Open Subtitles | إنها تحت المقر الرئيسي لشرطة "هاواي" في المنطقة 1 |