Yarım yamalak bir otopsinin ne yeri ne de zamanı. | Open Subtitles | هذا لَيسَ الوقتَ أَو المكانَ... لإداء تشريحِ جثة على سمكةِ. |
Kabalık etme. Hem bu tartışmanın ne yeri, ne zamanı. | Open Subtitles | ذلك كَانَ وقحَ، وهذا لَيسَ الوقتَ أَو المكانَ. |
Bu yeri bu kadar kötü hatırlamıyordum. | Open Subtitles | أنا لا أَتذكّرُ المكانَ أنْ يَكُونَ مثل هذا النفايةِ. |
Bana ajans Burayı gösterdi. | Open Subtitles | لقد كَانَ وكيلاً الذي فرجني علي المكانَ. |
Burayı keşfetmiş olmalılar ne yaptıkları hakkında hiçbir şey bilmeden makineyle uğraşmaya başlamışlar. | Open Subtitles | لا بدَّ وأنْهم إكتشفوا المكانَ بَدوأَ باللِعْب بالماكينةَ بدون إمتِلاك الفكرةِ الأولى إلى ما كَانوا يَفعلونَ |
Selam, Bay Rhodes'ın paketinin nerelerden geçtiğini açıklıyordum. | Open Subtitles | مرحباً، يَستكشفُ المكانَ رزمةِ السّيدِ Rhodes. |
Caddenin karşısında sana tarif edeceğim yeri göreceksin. | Open Subtitles | سترين عبر الشارع المكانَ الذي كنتُ أصفه لكِ |
Doğru zamanı veya yeri asla beklemez. | Open Subtitles | لإنّها لا تُحدّد الوقتَ المُناسب أو المكانَ |
Onlar vardı yeri idare onlar buradayken. | Open Subtitles | لقد كانوا يديرونَ المكانَ عندما كانوا هنا |
Sanırım nişancının ateş ettiği yeri görebiliyorum. | Open Subtitles | سأتفحصُ المكانَ قبيلَ دخولنا, حسناً؟ حسناً |
Öyle olsa bile, gidilecek yeri biliyorum. | Open Subtitles | رغم ذلك اعْرفُي المكانَ الصحيحَ. |
Hakkında bildiklerim düşünülürse... beni reddetmenin, ne yeri ne de sırası. | Open Subtitles | بالمعلوماتِ أنا عِنْدي عليك... الآن لَيسَ الوقتَ أَو المكانَ لحِرماني أيّ شئِ. |
Bunun yeri burası değil, Frank. | Open Subtitles | هذا المكانَ لَيسَ لهذا، فرانك. |
Bunun yeri burası değil, Frank. | Open Subtitles | هذا المكانَ لَيسَ لهذا، فرانك. |
yeri devraldığını bilmiyordum. | Open Subtitles | أنا لَمْ أَعْرفْ أَخذتَ المكانَ إنتهى. |
Burayı geçen dağıttığından daha yeni toparlamıştım. | Open Subtitles | لقد نظفتُ المكانَ للتو بسببِ اخرِ مرةٍ حطمتهِ فيها |
Burayı sevdiğine memnun olduk. | Open Subtitles | نحن مسرورون جداً أنكى أحببتى المكانَ. |
Yoksa Burayı patlatırım. | Open Subtitles | وإلاَّ سأفجرُ هذا المكانَ عن بكرةِ أبيه |
Jeremy, Burayı geçen ağustosta aldı. | Open Subtitles | أجل, لقد إبتاعَ "جيرمي" هذا المكانَ في "أغسطس" المنصرم |
Burayı yok edin. | Open Subtitles | سطّحْ المكانَ الكاملَ. |
Bay Rhodes'un paketinin nerelerden geçtiğini ben söyleyebilirim. | Open Subtitles | أنا يُمْكِنُ أَنْ أُخبرَك المكانَ رزمةِ السّيدِ Rhodes. |