"الملجأ" - Traduction Arabe en Turc

    • Sığınak
        
    • barınak
        
    • sığınma
        
    • barınağa
        
    • sığınakta
        
    • Sığınağa
        
    • barınakta
        
    • sığınağı
        
    • sığınaktan
        
    • Haven
        
    • sığınağın
        
    • yetimhaneye
        
    • barınaktaki
        
    • Asylum
        
    • yetimhane
        
    -Neden? Yalnız kadınlar için son Sığınak olduğunu mu düşünüyorsun? Open Subtitles لأنه من المفترض أن يكون الملجأ الأخير لإمرأة وحيدة ؟
    21 kişiyiz ama Sığınak 10 kişi için inşa edildi. Open Subtitles نحن مجموعة من 21 شخصاً و لكن الملجأ مصمم لعشرة
    barınak en az 2 ay kadınların gizli kalması gerektiğini söylüyor. Open Subtitles الملجأ يقول أنه على النسوة أن يبقين مختبئات لشهرين على الأقل
    Tüm o kahvaltı yemeklerini alıp sığınma evine götürüp herkesin karnını doyurabiliriz. Open Subtitles يمكننا ان نأخذ كل طعام الافطار ذاك ونأخذه الى الملجأ ونطعم الجميع
    Onu almak istemiyorsanız barınağa bırakmanızı öneririm. Open Subtitles اقترح ان تأخذيه الى الملجأ, ان لم تريدي الحتفاظ به.
    Fakat bunun en büyük kanıtı olan aksanımı sığınakta yitirmişim. Open Subtitles ولكننى فقدت أى دليل على ذلك بفقدى للغة فى الملجأ
    17. günde, Sığınağa ulaştılar. TED في اليوم السابع عشر، قاموا بالحفر داخل الملجأ.
    Sosyal hizmetli. Sanırım bir barınakta görüldüğüyle ilgili bir ipucu görmüştüm. Open Subtitles عاملة خدمات اجتماعية أعتقد أنني رأيت معلومة عن كونها في الملجأ
    Bizim iç dolgu sığınağı oldukça rahat görünüyor, değil mi canım? Open Subtitles حسنا الملجأ أو المأوى يبدو دافئا قليلا يا عزيزتي، أليس كذلك؟
    Yarattığın bu Sığınak seni korumaya devam ediyor ancak geçmişinde sıkışıp kaldın. Open Subtitles هذا الملجأ الذي قُمتي بإنشائه، جعلكِ تستمرين، ولكنّه أيضًا حاصرك في الماضي.
    Dünyanın gerçek dışılığı, minicik kafalarımızın üstüne tüm ağırlığıyla çöreklendiği zaman bu bize Sığınak oluyor. Open Subtitles إنه الملجأ الذى نتخذه جميعاً حين تسقط أكذوبة العالم ثقيلة على رؤوسنا الصغيرة
    Sığınak'taki gelecek atışmaya gelmeye çalış Open Subtitles للتأكّدك أنك تنزل إلى المعركة القادمة في الملجأ.
    Bir çoğumuz burayı barınak bildi. Open Subtitles العديد من قبيلتنا وجدت هذا الملجأ أنت، أيضاً، ستجدى سلام
    Birleşik Devletler Hükümeti size yiyecek, barınak ve .daha önce bahsi geçen, daima sana ve kabilene ait olan toprakları... vermekte kararlıdır. Open Subtitles الحكومة الأمريكية توافق لإعطائك الغذاء، الملجأ والأرض المذكورة أعلاه التي ستعود إليك وقبيلتك إلى الأبد
    Düşündüm de bilmelisiniz ki gelecek hafta sığınma evinde çalışıyor olacağım. Open Subtitles أتدري، اعتقد بأنني سأعلمك بأنني سأعمل في الملجأ الأسبوع القادم
    Ve sonra karavana geri dönmenizi ve barınağa geri gitmenizi istiyorum. Open Subtitles ثمّ أريدك أن تدخل تلك الشاحنة وتعود إلى الملجأ مباشرة
    Kitaba göre iç dolgu ya da sığınakta 14 gün değil, sadece 48 saat kalınması gerekiyormuş. Open Subtitles لقد قرأت للتو بأنك تبقى ل48 ساعة في الملجأ أو المأوى، و ليس 14 يوم
    Bu yüzden olabildiğince çabuk şekilde Wilhelmstrasse'yi geçeceğiz ve Kaiserdorf Metro İstasyonu'ndaki Sığınağa gideceğiz. Open Subtitles لذلك علينا أن نقطع ويلهمستراس بأسرع وقت. إلى الملجأ في محطة المترو كاسيردورف.
    Ve şimdi barınakta, serbest tıbbi görevli gibi çalışmamı istiyor. Open Subtitles والآن هو يريدني أن أعمل في الملجأ ، كطبيبة مجانية
    Şu iç dolgu ya da sığınağı yapmaya başlayıver. Bu senin zorunlu görevin evlat. Open Subtitles ابدأ ببناء ذلك الملجأ أو المأوى انه واجبك يا بني
    Ama sığınaktan uzaklaştığı an belâya davetiye çıkarmış oluyor. Open Subtitles لكن تتيه بعيد جدا من الملجأ وهي تراود مشكلة
    New Haven'a oyunu izlemeye, hayallerini tartışmaya, ya da.. Open Subtitles ما جئت إلى الملجأ الجديد لرؤية المسرحيّة، ومناقشة أحلامك.
    sığınağın nerede olduğu tam olarak bilinmiyordu. TED إنهم لا يعلمون على وجه اليقين مكان الملجأ.
    Öyleyse eğer ben olmasaydım, seni de bir yetimhaneye koyarlardı? Open Subtitles إذن لولا وجودى معك، لكانوا قد وضعوك فى الملجأ
    barınaktaki arkadaşlarım adi bir polisin gelip... benim hakkımda sorular sorduğunu söylediler. Open Subtitles أصدقائي في الملجأ أخبروني أن شرطية فاسقة كانت في الأرجاء تسأل عني
    - Evet, sensörlerim algıladı. - Asylum'ın güç kalkanı var. Open Subtitles أجل، حَصلت عليها على أجهزة الاستشعار الملجأ لَهُ حقل قوة
    Bizim, geldiğini düşündüğümüz yetimhane onu tanımıyor. Open Subtitles الملجأ الذي قالت أنها قادمةٌ منهلا يعرفون عنها شيئاً

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus