-Neden? Yalnız kadınlar için son Sığınak olduğunu mu düşünüyorsun? | Open Subtitles | لأنه من المفترض أن يكون الملجأ الأخير لإمرأة وحيدة ؟ |
21 kişiyiz ama Sığınak 10 kişi için inşa edildi. | Open Subtitles | نحن مجموعة من 21 شخصاً و لكن الملجأ مصمم لعشرة |
barınak en az 2 ay kadınların gizli kalması gerektiğini söylüyor. | Open Subtitles | الملجأ يقول أنه على النسوة أن يبقين مختبئات لشهرين على الأقل |
Tüm o kahvaltı yemeklerini alıp sığınma evine götürüp herkesin karnını doyurabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا ان نأخذ كل طعام الافطار ذاك ونأخذه الى الملجأ ونطعم الجميع |
Onu almak istemiyorsanız barınağa bırakmanızı öneririm. | Open Subtitles | اقترح ان تأخذيه الى الملجأ, ان لم تريدي الحتفاظ به. |
Fakat bunun en büyük kanıtı olan aksanımı sığınakta yitirmişim. | Open Subtitles | ولكننى فقدت أى دليل على ذلك بفقدى للغة فى الملجأ |
17. günde, Sığınağa ulaştılar. | TED | في اليوم السابع عشر، قاموا بالحفر داخل الملجأ. |
Sosyal hizmetli. Sanırım bir barınakta görüldüğüyle ilgili bir ipucu görmüştüm. | Open Subtitles | عاملة خدمات اجتماعية أعتقد أنني رأيت معلومة عن كونها في الملجأ |
Bizim iç dolgu sığınağı oldukça rahat görünüyor, değil mi canım? | Open Subtitles | حسنا الملجأ أو المأوى يبدو دافئا قليلا يا عزيزتي، أليس كذلك؟ |
Yarattığın bu Sığınak seni korumaya devam ediyor ancak geçmişinde sıkışıp kaldın. | Open Subtitles | هذا الملجأ الذي قُمتي بإنشائه، جعلكِ تستمرين، ولكنّه أيضًا حاصرك في الماضي. |
Dünyanın gerçek dışılığı, minicik kafalarımızın üstüne tüm ağırlığıyla çöreklendiği zaman bu bize Sığınak oluyor. | Open Subtitles | إنه الملجأ الذى نتخذه جميعاً حين تسقط أكذوبة العالم ثقيلة على رؤوسنا الصغيرة |
Sığınak'taki gelecek atışmaya gelmeye çalış | Open Subtitles | للتأكّدك أنك تنزل إلى المعركة القادمة في الملجأ. |
Bir çoğumuz burayı barınak bildi. | Open Subtitles | العديد من قبيلتنا وجدت هذا الملجأ أنت، أيضاً، ستجدى سلام |
Birleşik Devletler Hükümeti size yiyecek, barınak ve .daha önce bahsi geçen, daima sana ve kabilene ait olan toprakları... vermekte kararlıdır. | Open Subtitles | الحكومة الأمريكية توافق لإعطائك الغذاء، الملجأ والأرض المذكورة أعلاه التي ستعود إليك وقبيلتك إلى الأبد |
Düşündüm de bilmelisiniz ki gelecek hafta sığınma evinde çalışıyor olacağım. | Open Subtitles | أتدري، اعتقد بأنني سأعلمك بأنني سأعمل في الملجأ الأسبوع القادم |
Ve sonra karavana geri dönmenizi ve barınağa geri gitmenizi istiyorum. | Open Subtitles | ثمّ أريدك أن تدخل تلك الشاحنة وتعود إلى الملجأ مباشرة |
Kitaba göre iç dolgu ya da sığınakta 14 gün değil, sadece 48 saat kalınması gerekiyormuş. | Open Subtitles | لقد قرأت للتو بأنك تبقى ل48 ساعة في الملجأ أو المأوى، و ليس 14 يوم |
Bu yüzden olabildiğince çabuk şekilde Wilhelmstrasse'yi geçeceğiz ve Kaiserdorf Metro İstasyonu'ndaki Sığınağa gideceğiz. | Open Subtitles | لذلك علينا أن نقطع ويلهمستراس بأسرع وقت. إلى الملجأ في محطة المترو كاسيردورف. |
Ve şimdi barınakta, serbest tıbbi görevli gibi çalışmamı istiyor. | Open Subtitles | والآن هو يريدني أن أعمل في الملجأ ، كطبيبة مجانية |
Şu iç dolgu ya da sığınağı yapmaya başlayıver. Bu senin zorunlu görevin evlat. | Open Subtitles | ابدأ ببناء ذلك الملجأ أو المأوى انه واجبك يا بني |
Ama sığınaktan uzaklaştığı an belâya davetiye çıkarmış oluyor. | Open Subtitles | لكن تتيه بعيد جدا من الملجأ وهي تراود مشكلة |
New Haven'a oyunu izlemeye, hayallerini tartışmaya, ya da.. | Open Subtitles | ما جئت إلى الملجأ الجديد لرؤية المسرحيّة، ومناقشة أحلامك. |
sığınağın nerede olduğu tam olarak bilinmiyordu. | TED | إنهم لا يعلمون على وجه اليقين مكان الملجأ. |
Öyleyse eğer ben olmasaydım, seni de bir yetimhaneye koyarlardı? | Open Subtitles | إذن لولا وجودى معك، لكانوا قد وضعوك فى الملجأ |
barınaktaki arkadaşlarım adi bir polisin gelip... benim hakkımda sorular sorduğunu söylediler. | Open Subtitles | أصدقائي في الملجأ أخبروني أن شرطية فاسقة كانت في الأرجاء تسأل عني |
- Evet, sensörlerim algıladı. - Asylum'ın güç kalkanı var. | Open Subtitles | أجل، حَصلت عليها على أجهزة الاستشعار الملجأ لَهُ حقل قوة |
Bizim, geldiğini düşündüğümüz yetimhane onu tanımıyor. | Open Subtitles | الملجأ الذي قالت أنها قادمةٌ منهلا يعرفون عنها شيئاً |