İnsanlığın bildiği en ölümcül hastalıklardan biridir. | TED | هذا واحد من أعنف الأمراض المميته المعروفة للبشر. |
ölümcül sinyalimi arttırmak için o basit makineyi kullanabilirim. | Open Subtitles | أتطيع أن أستغل هذا الشيء في إرسال إشارتي المميته |
Bence, eğer yedi ölümcül günah hakkında uzman biri varsa bu sensin baba. | Open Subtitles | إن كان هناك أحد يعرف الخطايا السبعة المميته فهو أنت أبي |
Sayın yargıç, yedi ölümcül günah anayasa gibi değildir. | Open Subtitles | حسناً يا سيدي الخطايا السبع المميته ليست مثل القانون |
Rakibimin öldürücü silahlar konusunda kesinlikle benden fazla tecrübesi var. | Open Subtitles | خصمي من الواضح انه لديه خبره اكبر مع الاسلحة المميته |
Ülkemizde ilk defa, ölüme meydan okuyan top güllesi bir insan. | Open Subtitles | لأول مره فى هذه البلده حركة المدفع المميته |
Bu ölümcül oyunda, kazanacak olan taraf, adam çoklugu olandir. | Open Subtitles | فى هذه اللعبه المميته كان الجانب الاكثر عددا هو من انتصر |
Gelişme sürecinde, yedi ölümcül günahı erdemlere dönüştürmeye karar verdik: | Open Subtitles | في مكان ما علي طول الخط نقرر تحويل الخطايا السبع المميته الي مزايا |
Gelişme sürecinde, yedi ölümcül günahı erdemlere dönüştürmeye karar verdik: | Open Subtitles | في مكان ما علي طول الخط نقرر تحويل الخطايا السبع المميته الي مزايا |
Rusya Federasyonu. Yasadışı geçiş ölüm veya ölümcül yaralarla sonuçlanabilir. | Open Subtitles | التجاوز غير القانوني للحدود يعرضكم للقتل أو الإصابات المميته. |
Thorazide. Oldukça ölümcül bir zehir. | Open Subtitles | سيرمانيد من اقوي السموم المميته |
Thorazide. En ölümcül zehirlerden. | Open Subtitles | سيرمانيد من اقوي السموم المميته |
ölümcül bir silah almak istiyorum, lütfen. | Open Subtitles | أود شراء أحد المسدسات المميته , فضلاً |
Evet Clark. Bu ölümcül karşılaşma ne zaman oldu? | Open Subtitles | نعم كلارك متى وقعت هذه المواجهه المميته |
Amaçsız ve muhtemelen ölümcül takibi başlatayım mı? | Open Subtitles | هل ابدأ المطاردة المميته و الحيويه؟ |
Campbell'ın, Arbor'ın işlediği suçlara ortaklık etmediğine ve Arbor'ın ölümcül oyununa zorla alet edildiğine inanılıyor. | Open Subtitles | ويُعتقد الان ان "كامبل" برئ من أي جريمه من جرائم "أربور" وانه كان مشارك غصباً عنه في لعبه"أربور" المميته. |
Burada bayağı ölümcül şeyleri var. | Open Subtitles | لديه بعض من القذارة المميته هُنا. |
En ölümcül zehirlerden. | Open Subtitles | من اقوى السموم المميته |
Babamın silah deposundaki en ölümcül silah. | Open Subtitles | من ترسانه أبى المميته |
Bu insanlar yanlış yola saptırılmış olabilirler, ama öldürücü bir kuvvetle karşılaşmalarını gerektirecek bir tehdit değillerdi. | Open Subtitles | الآن، ربما كان هؤلاء الناس مضللين لكنهم لم يكونوا يشكلون تهديداً هذا ما يلزم للإجتماع مع القوة المميته |
- Aslında, artık öldürücü şırınga var. | Open Subtitles | في الحقيقة انها الحقنة المميته الان |
Daha önce hiçkimse böyle ölüme meydan okuyan bir akrobasiye teşebbüs etmemişti. | Open Subtitles | لم يحاول أحد من قبل تجربة هذه القفزة المميته |