Eğer onun dolabını kontrol edersen, onun için doğru kadının şişme bebek bir oyuncak olduğunu görürsün. | Open Subtitles | إذا فتحتي خزانته فستجدين أن الفتاة المناسبة له هي دمية |
Belki de onun onun için doğru kız olmadığı anlaşılmaktadır. | Open Subtitles | ربما فقط استوعب الآن أنها ليست الفتاة المناسبة له. |
onun için doğru kadın olduğunu düşünmüyordum. | Open Subtitles | لم أعتقد أبداً أنها هي المناسبة له |
Buster şimdiyse Lucille 2'nin onun için doğru kadın olduğuna ikna olduğundan Starla ile ayrıldı. | Open Subtitles | و أقتنع (باستر) أن (لوسيل 2) كانت السيدة المناسبة له و أنفصل عن (ستارلا) |