Kemik üzerindeki çentikler Epps'in testere kullandığına işaret ediyor. | Open Subtitles | أن إيبز استخدم نوعا من المناشير لقطع رأسها لايوجد علامة لإصابة قوية على الجمجمة كما يفعل إيبز في العادة |
Onlarda bir düzine elektrikli testere çalmış. | Open Subtitles | قاموا بسرقة مجموعة من العدد و المناشير الكبيرة |
Veri tabanını taratıp bıçak, testere yemek yapma ekipmanları gibi şeyleri tarattım ama bu çentiklere neden olacak bir şey bulamadım. | Open Subtitles | لقد فتشتُ بيانات الاسلحة للسكاكين, المناشير, و أدوات الطبخ لكنني لا أجد تطابقاً مع هذه علامات التشقق |
El ilanlarını ondan aldım. Kamyonuma attım... ve onu oturumumuzdan kovdum. | Open Subtitles | أخذتُ المناشير منه ، وقذفتها في الشاحنة وقمتُ بطرده |
En son birine işkence yaptığımda zincir testereler yoktu. | Open Subtitles | أعني , أخر مرة عذّبت شخص ما لم يكن عندهم المناشير المسلسلة |
Dinle... ya mahkeme celbi ve metal testerelerle gelirlerse? | Open Subtitles | إفترض أنهم جاؤوا بمذكرات الاستدعاء و المناشير |
Tüm elektrikli testereler aynı şekilde çalışır, değil mi? | Open Subtitles | تُشغّلُ كُلّ المناشير السلسلة نفس الطريقَ، حقّ؟ |
Birkaç motorlu testere ve dualarıyla bu üç şanssız devin yakında yeniden özgür olmasını umuyoruz. | Open Subtitles | لكن بواسطة بعض المناشير والصلوات قد تصبح هذه العمالقة الثلاثة حرة قريبا |
Millet motorlu testere kullanmaya başladı mı, bir işarettir. | Open Subtitles | عندما بدأ الناس تبيع المناشير الكهربائية فهذا مؤشر |
Tüm Texas'ta en geniş testere yelpazesi bizde. | Open Subtitles | حصلنا على أفضل مجموعة من المناشير في ولاية كاملة من ولاية تكساس. |
Sokrat denen o çılgın, tedavi edilmemiş şizofren olmasaydı, elektrikli testere fırlatmaktan sonra en iyi öğretim sistemi olan Sokrat Yöntemi de olamazdı. | Open Subtitles | لولا (سقراط)، مفصوم الشخصية الغير معالج لم نكن لنحصل على المنهج السقراطي أفضل طريقة لتدريس كل شئ بعيداً عن المناشير |
Şu, civata ve testere olan yer mi? | Open Subtitles | مثل ، الترابيس و المناشير ؟ |
Zincirli testere ile doğradılar! Kimsenin canının yanmayacağını söylemişti. Pepe'nin canını yaktılar. | Open Subtitles | استخدموا المناشير لتقطيعهم، قال لن يتأذى أحد، ولكن قاموا بأذية (بيبي) |
En yakın yola yüzlerce kilometre uzaklıktan bahsediyorum, elektrik yok ama çok güçlü telefon sinyali var ve buralarda yaşayanlar devamlı Facebook'talar, telefonlarıyla internete giriyorlar falan derken aklıma şu geldi, aslında ormandaki seslerden insanların duyamadığı testere seslerini programlı şekilde ayırt edip bunu koruculara bildirim olarak yollayabilirdik. | TED | نحن نتحدث على بعد مئات الكيلومترات من أقرب طريق، بالتأكيد لا توجد كهرباء هناك، لكن خدمة الهاتف الخليوي جيدة جدًا. كان هؤلاء الناس في المدن على الفيسبوك في كل وقت، يتصفحون شبكة الانترنت من هواتفهم، وهذا ما أوحى لي بأنه من الممكن استخدام أصوات الغابة لالتقاط الأصوات من المناشير عبر برامج، لأن الناس لا يمكن أن تسمعها، لإرسال تنبيه. |
- O da el ilanlarını ve toynak bıçağını mı aldı? | Open Subtitles | -إذن عاد لأخذ المناشير ، وسكّين الحافر؟ -لا أعرف |
en son biçerdöver ve traktör buluşları değil, verimli arazi bakımından, pompalar değil, taze su bakımından, elektrikli testereler değil, ormanlar bakımından, balıkçı tekneleri ve ağlar değil, denizdeki balıklar bakımından. | TED | وليس بسبب آخر اختراع للمولد او للجرار انما بسبب خصوبة التربة وليس بسبب المضخات انما بسبب المياه النقية وليس بسبب المناشير انما بسبب الغابات وليس بسبب شبكات وقوارب الصيد انما بسبب السمك الحر في البحر |
Şu an benim yaptığım gibi elektrikli testerelerle oyun yaptığı bir şov sergiliyordu. | Open Subtitles | كان يقوم بعرض حيث كان عليه بعض المناشير ونوعا ما من الذي افعله الآن |
Ben sadece bir tamirciyim. Ben, testerelerle, tornavidalarla ve çekiçlerle çalışırım, yani, basit bazı aletlerle. | Open Subtitles | أنا مُجرد عامل ماهر، يعمل مع المناشير ومفكات البراغي والمطارق وأشياء بسيطة كهذه. |