münazara; dünyanın nasıl olduğu, olacağı, olması gerekenine dair konuşmalardır. | TED | المناظرة هي طريقة لتنظيم نقاشات عن ماهية العالم والكيفية التي يمكن أن يكون عليها. |
Buna bir giriş kapısı olarak münazara; aykırı fikirlerle doğrudan, saygılı biçimde, yüz yüze bir bağlantı kurmamızı gerektirir. | TED | وهكذا، كنقطة افتتاحية لذلك: تتطلب المناظرة أن نتشارك في أفكار متعارضة، بشكل مباشر ومهذب ووجهاً لوجه. |
İşte bu, bence demokratik Tartışma sanatının yeniden inşasına gidecek yoldur. | TED | ذلك، كما يبدو لي، هو الطريق لنبدأ باستعادة فن المناظرة الديموقراطية. |
Şimdi, bu kısa Tartışma bile, birçok ekonomistin gözden kaçırdığı birşeyi ortaya çıkarıyor. | TED | الآن، ما جلبته هذه المناظرة القصيرة، هو شيئ يغفله العديد من الاقتصاديين. |
münazarayı çocukların okuma odasına aldığım için özür dilerim. | Open Subtitles | أود أن أعتذر عن الاضطرار الى نقل المناظرة لـ غرفة القرأة للاطفال |
Şimdi bu tartışmayı, Krusty kampanyası reklamıyla sonuçlandırıyoruz. | Open Subtitles | سنختتم هذه المناظرة بإعلان من حملة كرستي |
O iyi bir öğrenci, Müzakere takımının yardımcı kaptanı. | Open Subtitles | أنه طالب جيّد، ومساعد قائد في فريق المناظرة. |
Kural uygun Münazarada, tartışmalı olmayan hiçbir şey konuyu oluşturmaz: oy verme yaşının yükseltilmesi, yasa dışı kumar gibi. | TED | لذا، في المناظرة الرسمية، ليس هناك موضوع ما لم يكن مثيرًا للجدل، كأن نزيد سن التصويت أو نحظر القمار. |
münazara ve ikna konusunda teknik becerileri olan insanlar. | TED | أشخاص أصحاب مهارات تقنية في المناظرة والإقناع. |
münazara pratiği yapmanın bize sunacağı nasıl verimli biçimde karşıt görüşte olunacağına dair çok fazla şey var. | TED | هناك الكثير الذي تقدمه لنا ممارسة المناظرة حول كيفية الاختلاف على نحو مُثمِر. |
Herkes tartışabilir. Ama güzel bir yetenek ve disiplin gerekir. münazara edebilmek ve buna dayanabilmek için. | Open Subtitles | أي شخص يجيد الجدل ولكن المناظرة تتطلب الإنضباط والمهارة والمواجهة |
Wiley Üniversitesi'nin 360 üyesinden sadece 45'i bugün münazara takımının denemelerine geldi. Bu 45 kişiden sadece ve sadece 4 kişi as takımda bulunmaya hak kazanacak. | Open Subtitles | من بين 360 طالب في جامعة وايلي فقط 45 منكم سيقومون بالتصفيات لفريق المناظرة |
Kuralcılık ve betimleyicilik arasındaki bu Tartışma devam etse de aslında ikisi de doğru olabilir. | TED | ولكن في الوقت الذي تستمر فيه المناظرة بين المعيارية والوصفية فإنهما غير متعارضتين |
Tartışma programına 20 dakika kaldı. | Open Subtitles | عندي تلك المناظرة في المدرسة بعد 20 دقيقة |
Son Tartışma sırasında fokus grup araştırması yürütüyordum. | Open Subtitles | كنت اقوم بعمل مناقشة جماعية مركزة خلال المناظرة السابقة |
Bu akşamki münazarayı iptal etmeliyim. | Open Subtitles | حسناً ، يجب أن ألغي المناظرة هذه الليلة |
Üçümüz aylarca münazara formatı tartıştık eğer bize münazarayı sunma fırsatı vermezlerse, bunu yapmayacağız. | Open Subtitles | نحنُ الثلاثة تحدّثنا عن طريقة جديدة للمناظرة الرئاسية... لعدّة أشهر، ولن نستطيع تنفيذها مالم يوافقوا لنا على المناظرة |
Annemlerde tartışmayı izliyor, şeker dağıtıyor ve kızımın ilk cadılar bayramını kaçırıyor olacağım. | Open Subtitles | , سأكون في منزل امي , أشاهد المناظرة و أوزع الحلوى و أفتقد أول عيد قديسين لابنتي |
Kafayı yiyen Müzakere dehası sınıf arkadaşlarını öldürür. Ne sıkıcı. | Open Subtitles | أعجوبة المناظرة يتحطم ويحطم أدمغة زملائه، ياللملل |
Evet ama bir adayın son Münazarada şöyle dediğini hatırlıyorum: | Open Subtitles | نعم، ولكن أنا أيضا أتذكر أنت ذكرت مرشح في المناظرة الأخيرة |
Rakibimin tartışmaya tenezzül bile etmeyip gelmediği için kusura bakmayın. | Open Subtitles | آسف أن خصمي لم يفكر بكم ليأتي إلى تلك المناظرة |
Bütün haberlerde bu konudan bahsedilir ve Reston münazaraya doğru düzgün hazırlanamaz. | Open Subtitles | إلى الصحافة، قبل المناظرة النهائية. عندها يتناول الإعلام الموضوع ويمنع ريستون من التحضير بطريقة جدية. |
Bebek söylentisini tartışmadan önce Reston'a sızdırmalıyız. | Open Subtitles | سوف نسرّب خبر الطفلة لروستن قبل المناظرة |
Bu çarşamba gecesi bir başkanlık Tartışması yapılacağı az önce onaylandı. | Open Subtitles | لقد أكدوا لنا أن المناظرة الرئاسية ستجري ليلة الأربعاء |
tartışmada ne yapacaksın... ..onun kahvesini mi taşıyacaksın? | Open Subtitles | .. مالّذي ستفعله أثناء المناظرة أستحضر لأجله قهوته ؟ |
Bu toplantıya bazı yanıtlar olmadan giremeyeceğini sen de biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تعرف أنه لا يمكنك دخول هذه المناظرة بدون إجابة |
Eğer Toplantıyı iptal edersek, imajımın zedelenmesinden korktuğun için tavsiyelerde bulunmadığından emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أتأكد أنك لا تنصحنى خوفاً من أن تسوء صورتى اذا الغينا المناظرة |
Ancak tartışmanın püf noktası; bunu doğrudan, yüz yüze, masada taraf tarafa yapmanız. | TED | لكن براعة المناظرة هي أنك تقوم بها بشكل مباشرة، وجهاً لوجه، على الطاولة. |
Bu münazaranın sonucunda kanıtlanmış gerçeklerle insanoğlunun iyi olduğunu kanıtlayacağım. | Open Subtitles | بنهاية هذه المناظرة. سأثبتُ يواسطة الحقائق و البيانات، بأن الإنسان طيبٌ بالفطرة. |