Benimle akşam yemeğine gel, evlat, büyük evde. | Open Subtitles | تعال الى العشاء معي يابني في المنزل الكبير |
Tepedeki büyük evde oturan patronun kızkardeşi. | Open Subtitles | أخت الرئيس من ذلك المنزل الكبير على التل |
İşte, büyük ev, esir barınakları, ahırlar, yiyecek saklamak için mahzenler. | Open Subtitles | هنا يوجد المنزل الكبير ، غرف للخدم وهنا الاسطبلات |
Bu koca evde iki yaşlı adamla yaşamak, ayrıca o babamın son anlarına kadar onunla ilgilenen kişidir. | Open Subtitles | إنه تعيش مع إثنان من كبار السن في هذا المنزل الكبير وهي أيضاً التي اهتمت بوالدي حتى الحظة الأخيرة |
büyük evi ilk gördüklerinde yüzlerinin aldığı hali bir görecektin. | Open Subtitles | يجب أن ترى وجهيهما عندما رأتـا المنزل الكبير أول مرة |
Yani her gece onun büyük eve gitmesini ve ahırda kalmayı. | Open Subtitles | اقصد هي كل ليلة تذهب الى المنزل الكبير وانا ابقى هنا في الحظيرة |
Hiç birimiz de büyük evin 5 metre yakınına yaklaşamıyoruz. | Open Subtitles | وغير مسموح لأي منا بالإقتراب 20 قدم من المنزل الكبير |
Üçüncü eşim öldüğünde o Büyük evden taşınmaya karar verdim. | Open Subtitles | عندما مات زوجي الثالث قررت التخلي عن المنزل الكبير |
Çamaşır makinesini, bulaşık makinesini çöp öğütücüsünü ve mızmızlanan bir kadını dinlemek için | Open Subtitles | اسرع فى العودة إلى المنزل الكبير واستمع إلى غسالة الملابس وغسالة الأطباق الكهربائية |
Eski Vadi Yolundaki büyük evde oturan İsviçreli adam. | Open Subtitles | الرجل السويسري صاحب المنزل الكبير على طريق الوادي القديم؟ |
Birlikte yaşlanacağımızı söylerdi yolun ilerisindeki büyük evde. | Open Subtitles | وقالت أننا سوف نتقدم فى السن سوياً فى المنزل الكبير فى أسفل الطريق |
Tahoe Gölü. Emerald Bay'a gelince sağa sap. Tepedeki büyük ev. | Open Subtitles | بحيره "تاهو"، استدر الى اليمين عند خليج الزمرد عند المنزل الكبير على التله، لن تضل |
Oradaki o büyük ev ne, anne? | Open Subtitles | -ما هو هذا المنزل الكبير الذي هناك يا أمي؟ |
Elbette büyük ev görülür. | Open Subtitles | بالطبع نستطيع رؤية المنزل الكبير |
Marion gitti. Sense o koca evde tek başınasın. | Open Subtitles | . ماريون رحلت . وانتي بهذا المنزل الكبير بمفردك |
Bu koca evde hep yalnızım ben. | Open Subtitles | فى هذا المنزل الكبير انا دائما وحيده |
Amcalarım teyzelerim ve bu büyük evi görmek de benim için harika. | Open Subtitles | من الرائع لى أن أقابل خالاتى و خالى وهذا المنزل الكبير |
Bu kadar büyük evi nasıl alabildin? | Open Subtitles | يا شاويش كيف جئت بهذا المنزل الكبير |
Görünüşe göre, babalık büyük eve geçiyor. | Open Subtitles | يبدو وكأنّ بابا سيذهب إلى المنزل الكبير. |
Kimse şüphelenmeden, büyük eve gitsen iyi olur. | Open Subtitles | الأفضل أن تعودي لذلك المنزل الكبير قبل أن يرتابهم الشك |
Bu kocaman ev. Verdiğimiz parti ve diğer şeyler? | Open Subtitles | هذا المنزل الكبير والحفلة الجارية |
Artık en azından bu kocaman evde yanlız yaşamak zorunda kalmayacaksın. Hayır. | Open Subtitles | على الأقل لن تكون مضطراً للعيش بمفردك فى هذا المنزل الكبير |