"المنطقيّ" - Traduction Arabe en Turc

    • Mantıklı
        
    - Seni özledim. Ofisine geldim. Burada olmamın Mantıklı tek açıklaması bu. Open Subtitles لقد إشتقت لك، إنّني بمكتبك، هذا هو التّفسير المنطقيّ الوحيد لكوني هنا.
    Buluta taşınma Mantıklı bir işlem çünkü bu sistem, yazılım geliştiriciler ve servis sağlayıcılar için çok daha kolay ve ucuz. TED لكن، من المنطقيّ الانتقالُ للخدمات السحابية، لأنها أسهلُ وأقلُ تكلفةً بالنسبة للمطورين ومسؤولي العمليّات،
    Öyle olmak zorundasın. Burada olmanın Mantıklı tek açıklaması bu. Open Subtitles لابدّ عليكِ، إنّه التّفسير المنطقيّ الوحيد لكونكِ هنا.
    Bu, senin onun duygusal tepkisi için Mantıklı açıklaman. Open Subtitles من رضاهما الذاتي لإنقاذ حياتها وهذا هو تفسيرك المنطقيّ لردّ فعلها العاطفي؟
    Herhangi bir yetişkin ilişkinin Mantıklı gidişatının bir gün zinayla sonuçlanacağının farkındayım. Open Subtitles أدرك أنّ المسار المنطقيّ لأيّ علاقة بالغة قد يؤدي ذات يومٍ إلى الفسوق
    Ama Mantıklı tek tanının bu olduğunu söylemiştin. Open Subtitles لكنّكَ قلتَ أنّه التشخيص الوحيد المنطقيّ
    Ama Mantıklı tek tanının bu olduğunu söylemiştin. Open Subtitles لكنّكَ قلتَ أنّه التشخيص الوحيد المنطقيّ
    Bu durumdayken Mantıklı olan tek şey, bunu götüne sokmak. Open Subtitles الشيئ المنطقيّ الوحيد للقيام به في هذا الموقف أن تضع هذه عميقاً في مؤخرتك.
    O bulmuştur, Mantıklı olan tek şey bu. Open Subtitles لابد وأنه وجده، إنه الشيء الوحيد المنطقيّ.
    Ama apartman yönetimi konusunda,... Bütün gücü tek kişiye verip, muhalefeti ve eleştirileri bastırmak çok daha Mantıklı. Open Subtitles فمن المنطقيّ إعطاء صلاحية كاملة إلى شخص، لإيقاف المعارضة و النقد.
    Göçmen Büro'ya adı ve etnik soyu hakkında yalan söylemesi Mantıklı oldu şimdi. Belli ki kendini koruyormuş. Open Subtitles من المنطقيّ أنّها كذبت على مصلحة الهجرة بشأن .اسمها وإثنِيّتها، لقد كانت ببساطة تحمي تفسها
    Bu konu hakkında düşünmek için çok zamanım oldu ve Mantıklı gelen tek şey, oradaki birinden korkuyor olması. Open Subtitles ولقد قضيتُ الكثير من الوقت أفكّر في ذلك، والأمر الوحيد المنطقيّ سيكون بتواجد شخص تخاف منه هناك.
    Grup adına kilit kararlar verebilecek biri, bir lideri seçmek Mantıklı geliyor. Open Subtitles سيكون من المنطقيّ إنتخاب قائدٍ، شخصٌ من شأنه إتّخاذ قرارات هامّة نيابةً عن المجموعة.
    Cüce tünellerine gitmesi Mantıklı. Saklanması kolay bir yer. Open Subtitles مِن المنطقيّ ذهابها إلى أنفاق الأقزام إذ أنّه مكان يسهل الاختباء فيه
    O yüzden acıdan kaçmak Mantıklı bir davranış. Open Subtitles لذا فمن المنطقيّ تجنّبُ ذلك الألم
    ..bunun Mantıklı.. ..tek açıklaması bu. Open Subtitles لأن هذا، التفسير المنطقيّ الوحيد.
    Mantıklı olan tek şey bu değil. Open Subtitles ليس هذا الشييء الوحيد المنطقيّ.
    Ve kanınıza ihtiyacı olanlar Gezginler ise sizce de Mantıklı değil mi? Open Subtitles وطالما الرحّالة هم من يحتاجون دمائكما... فمِن المنطقيّ أنّكما لا تُجذبان بالرؤى لبعضكما فقط، بل وإنّكما...
    Bu kulağa Mantıklı gelen tek şey. Open Subtitles إنّ ذلك الأمرُ المنطقيّ الوحيد.
    Yani radikal bir popüler hareketin bunları yıkmaya çalışması Mantıklı. Open Subtitles لذا من المنطقيّ أن حركة شعبيّة متطرّفة ستحاول تدميرهما...

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus