Sefilce gölgelerde yaşamış bu sürgün, taçlanmış bir kral olmayacak hiç. | Open Subtitles | ،هذا المنفي المتسلل من الظلال لن ينصب أبدا كملك |
Unutma bir yerlere sürgün olarak gidersen ben de buraya sürülmeyi isterdim. | Open Subtitles | فتذكروا، إذا كنت حصلت على أن المنفي في أي مكان، أنا يمكن المنفى هنا. |
sürgün bir soylunun nakliyesine dikkatleri çekmemek için. | Open Subtitles | حتى لا يلفت الإنتباه إلى أنه ينقل النبيل المنفي |
Mary'e ve taca sahipsin ve bütün Fransa kıçının dibinde, sen hala sürgündeki bir piçi tehtid olarak görüyorsun. | Open Subtitles | لديك ماري و العرش .انت تملك فرنسا ،انها تحت سلطتك .وما زلت مهدداً بواسطة نغل فى المنفي |
Nijerya'da aylardır hissedilen gerginlik sürgündeki general Mustafa Yakubu'nun, Başkan Samuel Azuka'nın demokratik olarak seçilen hükümetini kanlı bir darbeyle devirmesiyle patlak verdi. | Open Subtitles | التّوتّر الذي كان سائدا لاشهر في نيجيريا انفجر بالأمس ... الجنرال المنفي جن مصطفيى ياكوبو دبر انقلابا سريع وعنيفا ضد الانتخاب الديموقراطي لحكومة الرئيس صامويل ازوكا |
7 Kırallığa geri dönen, sürgünde ki bir Prenses o. | Open Subtitles | إنها أميرة تعيش في المنفي وهي تعود إلى الممالك السبعة. |
sürgünde ölen büyükannemin sözlerini asla ve asla unutmadım: "Evlat, Kaddafi'ye diren. | TED | لم أنس أبداً كلمات جدتى التى ماتت فى المنفي بني,"قاوم القذافى و حاربه |
Etiyopya'da sürgün edilmiş Somalili bir siyaset adamı vardı. | Open Subtitles | واحدة إستخدمت لقتل السياسي الصومالي المنفي في "أثيوبيا". |
Jose Perez, sürgün edilmiş Angolan diktatörü Brezilya'da saklanırken öldürüldü. | Open Subtitles | " خوسيه بيريز " الدكتاتور الأنجولي المنفي " لقد قُتل بينما كان مُختبيء في " برازيليا |
sürgün edilmiş Sör Gaveston'ı bulup, yakalayacağız. | Open Subtitles | سنقوم بتعقب وإمساك (المنفي السير (جافستون |
Konsey Papalık Devletinden sürgün Paolo De Sabbata'yı çağırıyor. | Open Subtitles | (المجلس يدعو (باولو دي ساباتا المنفي من الولايات البابوية |
Bir makineyi. Kral Roan, Buz Ulusu'na üç senedir ayak basmadı. sürgün edilmiş prens benim kralım değildir. | Open Subtitles | الملك (روان) لم يعد إلى (أمة الجليد) منذ ثلاثة سنوات هذا الأمر المنفي ليس ملكي |
sürgün Rama eve geliyor. | Open Subtitles | المنفي (راما) يعود للبيت" ". |
Ayrıca militan İslamcı grup Al-Shabab sürgündeki Somalili siyaset adamı Samata Rahim ve ailesinin cinayetini bugün üstlendi. | Open Subtitles | والجماعة الإسلامية المتشددة حركة "الشباب" تبنت اليوم مقتل السياسي الصومالي المنفي (ساماتا رحيم) وعائلته. |
Ve hiç kuşkusuz Leydi de sürgündeki oğlu Henry Tudor'un | Open Subtitles | وبالطبع هي تريد أبنه المنفي |
Geçen 50 içinde Lovat Lordu Simon Fraser değişimli olarak hem sürgündeki kral James'e hem de İngiliz tahtına oturan hükümdarlara sadık olmuştu. | Open Subtitles | على مدى 50 سنة لورد (سايمون فريزر) من (لافوت) كان مخلصا بالتناوب لكل من الملك المنفي (جيمس) |
İngiltereye hastalık getirdim diye evime sürgündeki gibi utanç içinde gidiyorum. | Open Subtitles | أعود إلى المنزل بشكل مخز مثل المنفي الذي أنا عليه لأنني جلبت الأوبئة إلى (إنكلترا) |
Dış Halka'da, sürgünde yaşıyor. | Open Subtitles | يعيش فى الاطار الخارجي فى المنفي |