Yanınızdan o şekilde ayrıldığım için özür dilerim. Minyatürler yüzünden endişeliyim. | Open Subtitles | أنا آسفة جداً لاختفائي بتلك الطريقة، لقد قلقت على المنمنمات |
Üç hafta sonra yumurta kabukları çatlamaya başlayacak ve her birinden yaklaşık yarım düzine mücevherimsi Minyatürler çıkacak. | Open Subtitles | فى غضون 3 أسابيع أغلفة البيض ستبدأ بالإنفجار كل يطلق نصف دسته أو نحو ذلك ، مثل جوهرة المنمنمات |
Kendisini Elizabeth Penn'in gönderdiğini söyledi. Minyatürler ondaydı. | Open Subtitles | قالت أنها أتت من طرف "إليزابيث بين" وأنها أحضرت المنمنمات |
Bana minyatürleri gösteren kadın, ona hiç benzemiyordu. Kadının onun gibi beni yoktu. | Open Subtitles | المرأة التي أرتني المنمنمات لا تشبهه على الإطلاق، لم تكن لديها شامة مثل هذة |
Parayı alıp minyatürleri çalınmış mallarınız olarak geri alabileceğinizi düşünmüştünüz. | Open Subtitles | ظننتِ أنكِ ستحصلين على الأموال وثم المنمنمات على أنها ملكية مسروقة |
Yanında minyatürlerle Wood'un oteline gidiyor. | Open Subtitles | بجلب المنمنمات معها إلى الفندق حيث يقيم (وود) |
Minyatürler, bu evrak çantasının içindeydi. | Open Subtitles | وقد كانت المنمنمات في هذة العلبة انظر! |
Minyatürler sizde mi? | Open Subtitles | -هل المنمنمات بحوزتك؟ |
Bence kendisi Redburn'e gitti ve minyatürleri çaldı. | Open Subtitles | أعتقد أنه ذهب لـ(ريدبورن) وسرق المنمنمات بنفسه |