"المهاجرين" - Traduction Arabe en Turc

    • göçmen
        
    • göçmenler
        
    • göçmenleri
        
    • göçmenlerin
        
    • göçmenlik
        
    • göçmenlere
        
    • göç
        
    • göçmenlerden
        
    • göçmene
        
    • göçmenlerle
        
    • mülteci
        
    • göçmenin
        
    • göçmenle
        
    • göçmenlerini
        
    • göçmenden
        
    Ayrıca yapılan referandumla New York için göçmen İlişkileri Ofisi'ni hayata geçirdik. TED اعتمدنا أيضا عن طريق استفتاء الاقتراع مكتب شؤون المهاجرين في مدينة نيويورك.
    2006 yılında genç Katarlı öğrenciler, beni göçmen çalışma kamplarına götürdüler. TED عام 2006، طالب قطري شاب صحبني للذهاب معه لمخيمات العُمّال المهاجرين.
    Zamâne dünyasında, yasadışı göçmenler hakkında olumsuz tek bir şey bile söyleyemezsin gibi. Open Subtitles في عالمنا اليوم، لا يمكنك قول أي شيء سلبي عن المهاجرين غير الشرعين
    10 kişiden dokuzu Latinler derdi, ama aslında Afrikalı göçmenler. TED 9 من أصل 10 أشخاص أخبروني إنهم اللاتينيون، إلا إنه في الواقع المهاجرين الأفارقة.
    Kamyonetleri alıp Meksika sınırına götürmeni ve dürüst yevmiyeye çalışmaya istekli yasa dışı göçmenleri bana geri getirmeni istiyorum. Open Subtitles أريدك أن تأخذ الشاحنات وتعبر حدود المكسيك وأريدك أن تجلب لي بعض المهاجرين غير الشرعيين مستعدون للعمل بأجر يومي
    Eğer yalnızca göçmenlerin yaşadığı bir ülke olsaydı, nüfus olarak Brezilya'dan daha kalabalık olurdu. TED لو أن ثمة بلد يقطنه المهاجرين فقط لكان أكبر من البرازيل من حيث عدد السكان
    -Şimdi ara verirsek akşama kadar kızı göçmenlik mahkemesine çıkarır. Open Subtitles اطلب التمديد وسيقوم بتحويلها الي محكمة المهاجرين بغياب الشمس
    Taciz, yıkıcılık, ağırlaştırıcı sebepli saldırı, göçmenlere karşı nefret suçları. Open Subtitles تحرش تخريب ممتلكات , أعتداء مفرط جرائم كراهية ضد المهاجرين
    göçmen hücrelerinde tutulan o küçük kıza da bunları anlat. Open Subtitles قل ذلك لفتاة صغيرة التي تجلس في زنزانة لإحتجاز المهاجرين
    Eşin ve onun göçmen uygunsuz arkadaş takımı bu görüntülerde her yerdeler. Open Subtitles زوجك وله فرقة من غير الأسوياء المهاجرين هي في جميع أنحاء لقطات.
    Görülmemiş büyüklükte fırtınalar, su altında kalan şehirler, yerle bir eden büyük yangınlar, dalgalarda kaybolup giden binlerce göçmen. TED فهناك العواصف الشديدة، وغرق المدن، وحرائق ضخمة تهدد بالتهامهم، والآلاف من المهاجرين يختفون تحت الأمواج.
    Ama tüm bu olay halk arasında bu göçmen işçilerin fiziksel ve ruhsal yalnızlığı hakkında çok büyük bir kargaşa yarattı. TED ولكن هذه الحادثة برمتها أثارت ضجة كبيرة من المجتمع حول العزلة ، الجسدية والعقلية على حد سواء، لهؤلاء العمال المهاجرين.
    Birçok kişi Asyalılar olduğunu farzeder, ancak gerçekte Afrikalı göçmenler. TED الكثير يفترض أن الآسيويين هم الأكثر تثقيفاً لكن الحقيقة هم المهاجرين الأفارقة.
    Bu eğitim, politika ve dine ilişkin sorunlarda göçmenler hakkındaki çoğu tahminimiz yanlış. TED لذا بخصوص هذه القضايا التي تتعلق بالتعليم والسياسة والدين، الكثير من الأشياء التي نفترضها حول المهاجرين غير صحيحة.
    Çok çalışan göçmenler için ve yoksulluk döngüsünden kurtulma mücadeleleri için hâlâ bir şair olmaya çalışıyorum. TED ولا زلت أسعى لأكون شاعرًا من أجل المهاجرين المكافحين وكفاحهم للخروج من دائرة الفقر
    Tayland ordusu, Burmalı ve Kamboçyalı göçmenleri balıkçı teknelerine satarken yakalandı. TED تم ضبط عساكرالجيش التايلندي و هم يبيعون المهاجرين البورميين و الكمبوديين لقوارب السمك.
    Değiştirmiş olduğum hayalim beni bugün yaptığım işe yöneltti: göçmenleri devlet dairesinde çalışmak için eğitmek ve kapsayıcı demokrasi için bir harekete öncülük etmek. TED حلمي المُعدل قادني إلى عملي اليوم: تدريب المهاجرين ليشغلو مناصب عامة وقيادة حركة من أجل الديموقراطية الشاملة.
    Ona, karayolunda mahsur kalan göçmenlerin yolun karşısına koşabileceği konusunda motorcuları uyaracak bir levha tasarlama görevi verilmişti. TED وطُلب منه رسم إشارة لتحذير السائقين الذين ينقلون المهاجرين العالقين على الطريق العام والذين قد يحاولون عبور الطريق.
    göçmenlik yasalarımız, ılımlı toplum imajımızı tamamen silmiş durumda. Open Subtitles صورتنا وقوانيننا تقول اننا دولة متسامحة مع المهاجرين
    2018 Nisan'ından itibaren Trump yönetimi ABD'de göçmenlere, mülteci statüsündekilere, sığınma talep eden insanlara karşı sıfır tolerans politikası uyguluyor TED بدايةً من إبريل 2018 بدأت إدارة ترامب تنهج سياسة عدم المسامحة مع المهاجرين وطالبي اللجوء واللاجئين السياسيين في الولايات المتحدة،
    Her yıl milyonlarca Çinli oraya göç ediyor. Open Subtitles الملايين من المهاجرين الصينيين يذهبون لهناك كل سنة
    Mesela birisi göçmenlerden nefret ediyorum diyor, ben bu insanların toplumlarındaki değişiklikten ne kadar korkuyor olduklarını anlamaya calısıyorum. TED لذلك، الشخص الذي يقول أنه يكره المهاجرين أحاول ان اتخيل كم هو خائف من أن مجتمعه سيتغير عن ما عرفوه من قبل
    New York'ta büyüdüm, ki burası ABD'deki her yerden daha büyük oranda göçmene ev sahipliği yapıyor. TED لقد ترعرعت في مدينة نيويورك وهي موطن لأضخم عدد من المهاجرين في أي مكان من الولايات المتحدة.
    Şehirlerimizi ve limanlarımızı güvenli hale getirmek amacıyla, şüpheli kökenli göçmenlerle ilgili kanunları çıkartacağım. Open Subtitles لكي نؤمن مدننا وموانئنا أنوي سن التشريع وفيما يتعلق بترحيل المهاجرين ذوي الأصول المشكوك فيها
    İnsan ticareti teriminin ortaya atılma şekli belgesiz mülteci seks işçilerinin bu işe zorlandığını ima ediyor. TED الطريقة التي تم طرحها فيما يخص مصطلح الاتجار يوحى ذلك بأن جميع المهاجرين غير الشرعيين يجبرون على احتراف الجنس.
    Amerika'daki en fakir kongre bölgesi ve en çok göçmenin olduğu toplum, biz bunu yapabiliriz. TED المنطقة الأشد فقراً في أمريكا، المجتمع الأكثر في عدد المهاجرين في أمريكا، بإمكاننا فعل هذا.
    San Fransisco'da HIV üzerine çalışırken, bir çok eşcinsel göçmenle tanıştım. TED كأخصائية إجتماعية للمصابين بالإيدز في سان فرانسيسكو، قابلت العديد من المهاجرين المثليين.
    Bu arada şu 7. nesil Fin göçmenlerini kastetmedim. Open Subtitles لا أقصد جيل السبعينيات بل الفنلديين المهاجرين
    Bir grup göçmenden polise gitmesini mi bekliyorsunuz? Open Subtitles هل تريد مجموعة من المهاجرين ان تلجا الى الشرطة؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus