"المواصلات" - Traduction Arabe en Turc

• ulaşım
• Ulaştırma
• taşıma
• trafik
• Motors
• Araçlar
• iletişim
• ulaşımda
• nakliye
• taşımayı

Şimdi bu hızlı ulaşım araçlarıyla yan yana işleyen yerel otobüsleri çıkarabiliriz.
الآن يمكننا أخذ كل الحافلات المحلية التي تسير بجانب وسائل المواصلات السريعة

Bunlardan birincisi , metro hatları felç olmasıydı ulaşım durma noktasına gelmişti
أولا وقبل كل شيء توقفت خطوط مترو الانفاق أصيبت المواصلات بحالة تكدس

Dublin'in ulaşım haritası iyileşti ve ben bu projeyi bitirdikten sonra daha da iyi oldu fakat hala durak isimleri, güzergahlar mevcut değil.
الآن بعد تحسن خرائط المواصلات في دبلن، و بعد أن انتهيت من المشروع، أصبحت حتى أفضل و لكن ما زالت لا توجد أسماء المحطات

Ulaştırma Bakanlığı verilere göre geçen sene yalnızca ABD'de 35.000 insanın trafik kazalarında yaşamını yitirdiğini bildirdi.
قدّرت هيئة المواصلات أنه في السنة الماضية توفي 35000 شخص إثر حوادث سير في الولايات المتحدة وحدها.

Sonrasında evin anahtarlarını alıp gerçek dünyaya açılan kapıdan yürür, belki de şehir merkezine toplu taşıma ile gidersiniz.
ثم ستأخذ مفاتيح بيتك، تخرج من الباب إلى العالم الواقعي ومن الممكن أن تستقل المواصلات العامة إلى مركز المدينة

Hızlı çünkü biz onların hızlı ulaşım araçlarına hizmet vermesini istedik.
سريع، لأننا أردنا أن تمر عبرها مركبات المواصلات السريعة، حسنا؟

Maliyetler üzerinde biraz araştırma yaptım. Derken ulaşım sistemleri ile biraz takıntılı hale geldim.
فقمت ببحث عن حجم تكلفتها، فأصبحت إلى حد ما مهووسا بأنظمة المواصلات.

ulaşım hızlanıyor: Gemiye, uçağa biniyorsunuz; bir turiste dönüşüyorsunuz.
تزداد سرعة المواصلات: يمكنك أن تبحر في سفينة، أن تستقل طائرة، أن تكون سائحا.

Örneğin, ulaşım Bakanlığı size muhtemelen kaç km yol düzelttiklerini söyleyecektir. MTA kaç km metro hattı olduğu hakkında övünecektir.
مثلاً مكتب المواصلات قد يخبرك عن عدد الأميال التي يتم صيانتها.

Pek çok hastane olsa bile, genelde yoksullar ve yaşlılar bakım almakta zorlanıyorlar, çünkü onlara uygun ve ucuz ulaşım imkânlarından yoksunlar.
وحتى إذا كانت المستشفيات متوفرة بكثرة، عموماً فالفقراء وكبار العمر يواجهون صعوبة بالحصول على الرعاية بسب قلة المواصلات الملائمة وذات التكلفة المعقولة.

Diğer ulaşım seçenekleriyle rekabet içine sokmaktansa onlar hepsini kendi platformlarında toplamaya karar vermişler. Gojek uygulamasını kaldırmaktansa ulaşım tablosuna bakıp uzun mesafe için otobüsü tercih edebilirsiniz
بدلًا من الصراع مع وسائل النقل الأخرى، اختاروا دمجها تدريجيًا داخل منصتهم، دون ترك تطبيق جوجيك، يمكنك الاطلاع على جدول المواصلات العامة واختيار ركوب الحافلة للمسافات الطويلة.

Mesela bütün masrafların ödendiği bir Roma seyahati, ulaşım, kahvaltı dahil, ama sabah içeceğiniz kahveyi kapsamıyor.
ماذا إن كانت الرحلة لروما، وكل المصاريف مدفوعة، المواصلات ، الإفطار. لكنها لا تشمل القهوة في الصباح.

Clark'ındı. Ben sadece ulaşım aracını sağladım.
كانت فكرة كلارك وعرضت أنا توفير وسيلة المواصلات

Ulaştırma Bakanı'sın sen, fikrini istemiyor mu yani?
إنك وزير المواصلات, هل أنت بحاجه لتبرير ارائك؟

Bu Oliver Charles. Ulaştırma irtibatımız.
هذا أوليفر تشارلز ، مسئول المواصلات

Sen Ulaştırma bakanı olmak için biraz genç değil misin?
الست صغيرا جدا لتكون وزير المواصلات ؟

Orada genç bir kızla mı buluşacaksın? Onlarla toplu taşıma araçlarına binemezsin.
لا يمكنك ان تحضر هذه فى المواصلات العامة, اليست هذه افلام ؟

Fakat ben bunlarla ilgilenmem ben trafik ve iletişim konularında teknik adamım.
ولكن ضع نفسك مكاني أنا تقني في المواصلات والاتصالات

Çok basit. General Motors'un müdürünün hemşiresiydim.
الأمر بسيط, كنت ممرضة مدير شركة المواصلات العامة

Arizona'da olduğu gibi Motorlu Araçlar Müdürlüğü, Ulaştırma Bakanlığı'nın bir bölümü.
تمامًا كما في ولاية (أريزونا)، قسم المواصلات هو قسم فرعي

Buradaki büyük fikir ise, Benim için, ... ...ulaşımda oldukça büyük bir sorunun çözümünü için yeni bir katkı olacak.
الفكرة الكبيرة هي، على ما أعتقد، هي جزء جديد من حل لمشكلة كبيرة جداً في مجال المواصلات.

Böyle bir izi, bildiğim tek bir nakliye gemisi bırakır.
فقط نوع واحد من المواصلات الذي أعرفة يترك أثراً مثل هذا

Kafanda kalıcı bir demiryolu çivisi mi olmasını tercih ederdin yoksa hayatının geri kalanında toplu taşımayı kullanmak zorunda olmayı mı?
. . أتفضل مسمار سكة حديد في رأسك أم أن تستقل المواصلات العامة لبقية حياتك؟