"الموت لا" - Traduction Arabe en Turc

• ölmek
• Ölüm onu
• " Ölüm hiçbir
• Ölümün
• Ölüm beni
• Ölüm yaşa bakmaz

ölmek üzere olan bir anne, sırf acıyacak diye ilik testini reddetmez.
الأم التي على وشك الموت لا ترفض فحص التوافق لمجرّد أنّه يؤلم

Ama ben ölmek... onu bulmadan önce ölmek istemiyorum.
لكنني لا أريد الموت لا أريد أن أموت قبل أن أجده

Ölüm onu arayana gelmez.
اٍن الموت لا يأتى أبدا لمن يطلبه

Ölüm onu bir diş için rahatsız etmez.
الموت لا يأتي من مشاكل الأسنان

Ölümün gölgesi vadisinden yürüyorum. Hiçbir kötülükten korkmuyorum. Çünkü sen benimlesin.
أيضاً إذا سِرتُ في وادي ظلّ الموت لا أخاف شراً لأنك أنت معي

Ama Ölüm beni onlar kadar mahvetmez.
لكن الموت لا يستطيع تدميري إلى أن ادمّرهم.

Ölüm yaşa bakmaz. Her an, her yerde karşına çıkabilir.
الموت لا يميز بين الأعمار إنه ياتي في أي وقت وفي أي مكان

Ama sadece ölmek istemesi Hayalet olmadığını göstermez değil mi?
لكن لمجرد أنه أراد الموت لا يعني بالضرورة أنه ليس الشبح .. أليس كذلك؟

ölmek için çok gencim. Hâlâ yetmişlerin başındayım.
انا صغير على الموت لا زلت في اوائل السبعين

Neredeyse ölmek hiçbir şeyi değiştirmez.
الوقوف على حافة الموت لا يغيّر شيئاً

Ölüm onu korkutmuyor.
الموت لا يخيف هذا الشخص

Dayanması o kadar zor ki Ölümün kendisi birazcık daha kötü olurdu.
كانت جد مريرة,حتى أن الموت لا يمكن مقارنته بها

Evet, Ölümün gölgesinin vadisinden geçsem bile kötülükten korkmam çünkü sen benimlesin.
على الرغم من مروري في وادي ظلال الموت لا خوف ولا شياطين لأنها معي

Bildiğin üzere tanıdığım birisi olmadığı sürece Ölüm beni rahatsız etmez.
الموت لا يزعجني مالم يكن شخصاً أعرفه

Öyle de sıkıntı şurada, Ölüm beni rahatsız etmiyor.
حسنًا ، المشكلة هي أن الموت لا يزعجني