| Ne olacak, seninle bu ölüm tuzağına binerek hayatımın hatasını yaptım. | Open Subtitles | الخطأ الذي حدث أني قبلت الركوب معك في مصيدة الموت هذه. |
| Buraya kadar. Artık bu ölüm treniyle işim kalmadı. | Open Subtitles | طفح الكيل ، لا أريد أن تكون لي علاقة بقافلة عربات الموت هذه |
| bu ölüm şey çok gerçek olmayabilir, ama benim için. | Open Subtitles | قصة الموت هذه قد لا تكون شيئاً حقيقياً لك ، لكنها حقيقية لي |
| bu ölüm Defteri'nin bir parçası yırtılmış. | Open Subtitles | في مذكرة الموت هذه ، قطعة من الورقة قد مزِّقت |
| bu ölüm Defteri'nin bir parçası yırtılmış. | Open Subtitles | في مذكرة الموت هذه ، قطعة من الورقة قد مزِّقت |
| Peki ama bu ölüm Yıldızı neden gezegenleri yok ediyor? | Open Subtitles | ولكن لماذا تقوم كرة الموت هذه بمهاجمة الكواكب |
| Etkin şehir tasarımı ve otomasyonlu şoförsüz arabalarla bu ölüm rakamları fiilen ortadan kaldırılabilir. | Open Subtitles | بين كفاءة التصاميم للمدن والسيارات الألية التي تعمل بلا سائق حصيلة الموت هذه ممكن أن تنعدم فعلياً. |
| Bir yürüyüşe falan çıkmalıyız ve bu ölüm işiyle uğraşmalıyız... hem de güzel, kasvetli ve yağmurlu bir günde. | Open Subtitles | علينا ان نتمشى او ما شابه و ان نتعامل مع قضية الموت هذه في يوم جميل كئيب ماطر |
| Çevreni saran bu ölüm salgını besbelli annenin ölümüyle birlikte erken yaşlarda başlamış. | Open Subtitles | كارثة الموت هذه التي حاصرتك من الواضح أنها بدأت في وقت مبكر مع أمك |
| bu ölüm kamyoneti benim hatam. | Open Subtitles | أمر عربة الموت هذه كلّها بسبب خطئي |
| Michael benden bu ölüm tuzaklarını satmamı bekliyor. | Open Subtitles | مايكل)،ينتظر منّي أن أقوم) ببيع ملاجئ الموت هذه |
| Bunu, bu ölüm aracını buraya Rose getirtti, haberim olmaksızın, bana gözdağı vermek ve beni mağlup etmek için. | Open Subtitles | روز) أحضرتها إلى هنا) آلة الموت هذه بدون معرفة مني، لتتحداني وتهزمني |