Eğer onu yerde bulamassanız, kazarak ölü kökleri buraya getirin. | Open Subtitles | وإذا لاتجدون احفروا واستخرجوا الجذورِ الميتةِ. |
O tatlıyı yediyse hiçbir şey duyamaz. ölü gibi. Şarkıyı söyle. | Open Subtitles | لن تَستطيعُ السَمْع او الرؤية انها مثل الميتةِ غنّي الآن |
Bilgilere göre, ölü kadınınızın resmi 12:23'te çekilmiş. | Open Subtitles | طبقاً للبياناتِ، صورة مومسِكِ الميتةِ أُخِذَ في 12: 23 صباحاً |
Tek istediğim, ölen annemle seks yapmakmış. | Open Subtitles | أَعْني بأنّه بخيرُ. كُلّ أُريدُ أَنْ أعْمَلُ يُمارسُ الجنس مَع أمِّي الميتةِ. |
Ama ölen kızın cebinden senin kartın çıktı | Open Subtitles | لكن بطاقتَكَ كَانتْ في جيبِ البنتِ الميتةِ |
Öyle mi, bu söylediğin ölü olanları rahatlatmıyor. | Open Subtitles | حَسناً، ذلك لَيسَ جداً تَرْييح إلى الواحدِ الميتةِ. |
Baban burayı; duvarları ölü hayvanlarla dolu bir çalışma odasına çevirebilir. | Open Subtitles | أَبّكَ يُمْكِنُ أَنْ يَدُورَ هذه الغرفةِ إلى دراسة... بالحيواناتِ الميتةِ على الحائطِ... |
Çünkü o kız... o üzgün, ölü kaltak... senin herşeyin. | Open Subtitles | لأن تلك البنتِ، تلك الكلبةِ الميتةِ الحزينةِ، هي ' s كُلّ عِنْدَكَ : |
Sidney Purcell, onunla konuşmak ölü sıçanlarla dolu bir kanalizasyon borusunda mahsur kalmak gibi. | Open Subtitles | سيدني بورسيل... يتحدث معه الأمر يبدو كمن يُلْصَقَ في بالوعة ملئى بالجرذانِ الميتةِ. |
ölü kabilenin işaretini taşıyorsun. | Open Subtitles | تَحْملُ علامةَ القبيلةِ الميتةِ |
Canavarın ruhu ve bu ölü topraklar seni ele geçirdi. | Open Subtitles | روح الوحشَ وهذه الأرض الميتةِ ستسكنكَ |
Kadın ölü köpeklerin arasında bulundu. | Open Subtitles | هي وُجِدتْ مَع a باقة الكلابِ الميتةِ. |
ölü Topraklar üzerinden gitmek bize 5 toprak kazandırır. | Open Subtitles | (السفر خلال (الأرض الميتةِ سيوفر علينا ثلاثة فرسخ |
ölen kız, Michelle'in ailesine çiçek yolladığında, benim adımı da ekler misin? | Open Subtitles | عندما تُرسلُ الزهورَ إلى تلك البنتِ الميتةِ... ... عائلةميشيل... ... هَلْتَتضمّنُاسمَي؟ |
DNA sonuçlarına göre kan ölen kıza ait. | Open Subtitles | يُؤكّدُ DNA الدمّ يَعُودُ إلى بنتِنا الميتةِ. |