Senin Ölü terörist fidye istiyor. | Open Subtitles | المعبد، نحن فقط أصبحنَا مطلب فديةِ مِنْ إرهابيكَ الميتِ. |
Henry amcanın çiftliğine gittiğimiz yazı hatırla. Ölü bir at görmüştük. | Open Subtitles | تذكّرْ في مزرعةِ العمِّ هنري نحن وَجدَ ذلك الحصانِ الميتِ يَكْمنُ في الشمسِ، |
Sandalın yanında büyük ve Ölü bir fok var. | Open Subtitles | هناك جداً حقّ الختمِ الميتِ الكبيرِ بهذا الزورقِ. |
Yüzerlik testine göre yoğunluğu, ölen adamın boynundan çıkan camın aynı. | Open Subtitles | كثافة الطوفِ المماثلةِ إلى الزجاجِ وَجدتْ في رقبةِ الرجلِ الميتِ. |
DNA bölümünden Surfer onu üç defa inceledi. Üstünde ölen adamın kanını buldu. | Open Subtitles | تَضاعفَ DNA ثلاث مرات ذو مربعاتَ هو ووَجدَ الدمّ مِنْ رجلِنا الميتِ عليه. |
Herkese Ölü foktan söz etsek iyi olacak. | Open Subtitles | ربما هو وقتُ وضّحتَ حول الختمِ الميتِ وَجدنَا. |
Kurşun bağırsaklarını parçalarsa, Ölü dokudan oluşan bir boşluk yaratır. | Open Subtitles | ..عندما تخترقكالرصاصة. تصنع تجويف من النسيجِ الميتِ. |
Kurşun bağırsaklarını parçalarsa, Ölü dokudan oluşan bir boşluk yaratır. | Open Subtitles | ..عندما تخترقكالرصاصة. تصنع تجويف من النسيجِ الميتِ. |
Doğru malzeme çok önemli. Kendimi korumamın tek yolu bu Ölü Arnouki canavarını kutsamak. | Open Subtitles | الطريق الوحيد أَنْ أَحْمي نفسي بالبركةِ بهذا الوحشِ الميتِ آرنوكي. |
İçgüdülerin sayesinde, Ölü Deniz Parşömenlerinin sahteliğini anlamıştın... | Open Subtitles | إعتمدتَ مرة على حدسِكَ و أكتشفت وجود لفائف البحر الميتِ ذلك كَانَ مجرد حظ |
Çünkü Ölü doktorumun adli raporu masamda değil. | Open Subtitles | أَنا حزينُ لأنه لم يصلني التقرير الجنائي عن طبيبنا الميتِ. |
Tamam, tamam, farzedelimki Ölü babamızın ruhunu gördün. | Open Subtitles | حَسَناً، لأجل النِّقَاشِ دعنا نَفترضُ بأنّك رَأيتَ الروحَ أبّانا الميتِ. |
Gerçekten çok korkmuştum; çünkü bir kaç metre ötemde yaşlı Ölü bir adam vardı. | Open Subtitles | وأَنا خائفُ جداً لأن هناك هذا الرجلِ الميتِ الكبير السنِ فقط على بُعدِ بضعة أقدام منّي |
Geri püskürtme, Ölü kamyoncudaki tabancayla uyumlu. | Open Subtitles | الرشّة الخلفية على هذا المسدّسِ ثابتُ ببندقيةِ سائقِ الشاحنة الميتِ. |
Bu Ölü şey bir çuval dolusu yumurta bırakıyor. | Open Subtitles | إذا كان ذالك الشيءِ الميتِ ريح تخرج من كيس بيضِ، |
Sadece kendini düşündün ve ölen adamın cinayet suçunu. | Open Subtitles | انت لا تهتم الا بنفسك وتهمة القتل على هذا الحارسِ الميتِ |
Hukuk fakültesindeki üçüncü senemde, ölen profesörle bir ilişkim oldu. | Open Subtitles | عاشرتُ مَع الأستاذِ الميتِ. |