Federal bir Savcı korelasyon ve neden sonuç arasındaki farkı bilmeli. | Open Subtitles | ينبغي على المُدعي العام الفيدرالي أن يعرف الفارق بين الإرتباط والسببية |
Baş Savcı ile kapsamlı bir konuşma yaptım, ve işlerin işleyişi şöyle olacak. | Open Subtitles | تناقشتُ طويلاً معَ المُدعي العام و إليكُم الوَضع |
Gördüğüm kadarı ile, sevimli, küçük Bölge savcısı bekleyebilir. | Open Subtitles | على ماأعتقد أن الجميلة التي تشغل منصب المُدعي العام يُمْكِنها أن تنتظر |
Savcılık Etik Yasasının 1. maddesine göre savcılar, kamu yararına çalışan temsilciler olarak... | Open Subtitles | الماده 1 من مُخطط أخلاقيات المُدعي العام تنص على المُدعيين العامين ومُمثلى المصلحة العامة |
savcının çok iyi planlanmış davasını düşüren yeni kanıtın hayaleti | Open Subtitles | شبح الدليل الجديد إضعاف مكانة المُدعي العام في أتم صورة |
Ajan Keen'in, Başsavcıyı öldürmesine yardım ettiğimi? | Open Subtitles | أنني قد ساعدت العميلة كين في قتل المُدعي العام |
Savcı Bey, gerçekten iyi ettiğimi mi düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | السيّد المُدعي العام هل تعتقد حقاً أننا قدّ قمنا بعملاً جيّداً؟ |
Savcı yardımcısıydı emekli oldu. | Open Subtitles | ، كانت مُساعدة المُدعي العام تقاعدت منذُ عامً مضى |
Savcı anlaşma önerecek ama inan bana şüpheli eski ordu mensubu olduğundan... | Open Subtitles | اسمع، المُدعي العام سيلتمس الإعتراف، لكن ثق بي، المُشتبه به هذا عسكريّ سابق. |
Katı sorgu yöntemlerine başvuran ve zanlının ölümüne yol açan Savcı Byeon Jae Wook şu an Savcılık ofisinden dışarı çıkarılıyor. | Open Subtitles | المُدعي العام بيون جاي ووك استخدمَ أساليبًا وحشية للغاية .خلال الاستجواب، ممّا تسّبب في مقتلَ أحد المشتبه بهم |
O piç Savcı değil star olmak istiyor. | Open Subtitles | هذا اللعين يريدُ أن يكونَ نجمًا لامعًا أكثر من المُدعي العام. |
Savcı çoktan arayıp soruşturmadan kimin sorumlu olduğunu öğrenmek istedi. | Open Subtitles | المُدعي العام اتصل بالفعل، وأرادَ أنْ يعرف من الشخص .المسؤول عن التحقيق |
Bölge savcısı değil de, jüri olduğunu düşün. | Open Subtitles | تخيل انك لست المُدعي العام كنت جالسا عند هيئة محلفين |
Bölge savcısı "Yeterli somut kanıt yok ama ikinci derece kanıtımız var." dedi. | Open Subtitles | يقول المُدعي العام أننا لا نمتلك أدلة دامغة بما فيه الكفاية كل ما لدينا هي أدلة ظرفية |
Bölge savcısı ödlek herifin teki. Kaybedebileceği davaları almıyor. | Open Subtitles | المُدعي العام يٌعد شخص جبان للغاية على أن يتولى أمر قضية قد يخسرها |
Belki de ihmalkar işleriniz yüzünden Savcılık tarafından uzman tanıklıktan yasaklandınız? | Open Subtitles | ربما مكتب المُدعي العام طلبك كشاهد خبير بسبب إهمالك في عملك ؟ |
Başka bir haber olarak Savcılık, maktul Lila Stangard'la alakalı erkeklerin DNA örneklerini inceleyecek bir enstitü kurmaya karar verdi. | Open Subtitles | وفي أخبار أخرى ، مكتب المُدعي العام إختار قائمة من أجل الحمض النووي بحثاً عن عينات |
O davayı yürüttüğünüz savcının ismini söyler misiniz lütfen. | Open Subtitles | أرجو أن تخبرنا من كان المُدعي العام الذي عملت تحت إمرته في القضية |
- Başsavcıyı vuran kız mı? | Open Subtitles | أليست نفس الفتاة التي أطلقت النار على المُدعي العام ؟ |
Bölge savcılığı bu rapor için peşimi bırakmıyor. | Open Subtitles | المُدعي العام تطاردني لإنهاء هذا التقرير |
Bir olayı çözmek için bölge savcısıyla çalışıyorum. | Open Subtitles | لقد كُنت أعمل مع مُساعد المُدعي العام مُحاولين بناء قضية |