yakın bir arkadaşından dört bin dolar almış. | Open Subtitles | لقد جلبت أربعة آلاف دولار من أصدقائها المُقرّبين. |
Bu habis lanetin en zalim özelliği, seni hayata bağlayan sevgiyi kullanarak sana en yakın olanlara ulaşmayı sağlamak. | Open Subtitles | أقسى ميزة بهذهِ اللعنة المُظلمة هو الوثاق الذي يرتبط بحياتك، الحب البشر، يتدمر ليصبح.. رغبة بالاتهام الأشخاص المُقرّبين لك |
Buradayken yapabileceğimiz en iyi şey bize en yakın olanları korumak olacaktır. | Open Subtitles | أفضل ما يُمكننا القيام به بينما نحن هُنا هُو حماية أولئك المُقرّبين منّا. |
en iyi arkadaşlar, cinsel ilişkiye öncelik ve partiden bahsettim, Vücudunuzu partnerinizin vücuduna yaklaştırın dedim. | TED | أخبرتهما عن الأصدقاء المُقرّبين وإعطاء الجنس أولوية، وأخبرتهما عن مثال الحفل، كما قُلت لهما أن يجعلا جسديهما يتلامسان |
en yakın arkadaşlarınla ciddi ilişkisi olmayan kadınları düşünebilirsin belki? | Open Subtitles | ربّما عليك أن تركّز على نساء لسنا في علاقات جديّة مع أصدقائك المُقرّبين |
yakın çevresindeki herkese ulaşmaya çalışacağım. | Open Subtitles | سأحاول الوصول لجميع شركائه المُقرّبين. |
Sadece en yakın dostlarım içebilecek. | Open Subtitles | أصدقائي المُقرّبين بوسعهم شربه فقط. |
Amy ve Kristina'ya yakın olan hemen hemen herkesle konuştuk. | Open Subtitles | حسناً، تحدّثنا لجميع المُقرّبين مِن (إيمي) و(كريستينا)، |
- Birkaç yakın arkadaşı vardı. | Open Subtitles | عدد قليل هُم المُقرّبين. |
Nasıl birisi en iyi arkadaşını öldürür? | Open Subtitles | أيّ نوع من الأشخاص يقتل أصدقائه المُقرّبين ؟ |
Senin yeni en iyi arkadaşlarınız. Hey, kes şunu. | Open Subtitles | -نحن أصدقاؤك المُقرّبين الجُدد . |