veren taraf başkalarına yardım edip takımı ilerletmeye çalışırken çok zaman harcıyor, bu yüzden de maalesef çok mağdur oluyorlar. | TED | المِعطاؤن يقضون الكثير مِن الوقت لمساعدة الآخرين وتطوير الفريق ، لكن وللأسف يُعانون دائماً. |
İncelediğim her işte, her kurumda en iyi sonuçlar yine veren taraflara ait. | TED | في كل منظمة قمت بدراستها ، أفضل النتائج هي من نصيب المِعطاؤن. |
Bu beş dakikalık iyilikler, veren taraflar için sınır koymak ve kendilerini korumaları için gerçekten mühimdir. | TED | خمس دقائق المعروف هذه هامة جداً لمساعدة المِعطاؤن أن يضعوا حواجز لحماية أنفسهم |
Bunu yapabilirseniz veren ve dengeci tarafla kalırsınız. | TED | إن استطعت أن تفعل هذا، سيتبقى المِعطاؤن والذين يعاملون بالمثل |
veren kişiler cömert olur, çünkü sonuçlar için endişe duymak zorunda kalmazlar. | TED | المِعطاؤن سيتعاملون بكرم لأنهم ليسوا مضطرين أن يخشوا العقبات. |
veren kişilerse kademe olarak kendinden aşağıda olan, çok güçlü olmayan, onlara yararı olmayanların adını verirler. | TED | المِعطاؤن سيذكرون أسامي لأشخاص أقل منهم، و ليس لديهم سُلطة، فلا يستطيعون أن يساعدوهم. |
(Gülüşmeler) Beklenenin aksine, her işte en kötü performans veren taraflarındı. | TED | (ضحك) وعلي عكس المتوقَّع الأقل أداء في هذه الوظائف كان المِعطاؤن. |
veren taraf izleyebildiğim her başarı ölçütünde en alt ve en üstte gösteriliyor. | TED | يُمثل المِعطاؤن أغلبية في قمة وقاع كل مقياس للنجاح . |
O halde aranızdaki veren tarafı korumanız gerekir. | TED | لذا عليك أن تحفظ المِعطاؤن في المنتصف . |
İkinci olarak, veren tarafın başarılı olduğu bir kültür kurmak isterseniz, yardım etmenin prensip olduğu, insanların çokça yardım istediği bir kültüre gerek duyarsınız. | TED | الشئ الثاني المُهم إن أردت أن تؤسس لثقافة يكون فيها المِعطاؤن ناجحون ، فأنت بحاجة لثقافة تكون مساعدة الناس فيها هي الأساس حيث يسأل الناس كثيراً |
(Gülüşmeler) İlk olarak önemli olan şey, veren tarafların en değerlileriniz olduğunu fark etmektir, ancak ölçülü olmazlarsa yıpranırlar. | TED | (ضحك) الأمر شديد الأهمية أن تعرف بأن المِعطاؤن هم أكثر الناس قيمة، لكنهم إن لم يكونوا حذرين،تُستنفَذ طاقتهم. |
(Gülüşmeler) Uyumsuz veren taraflar kurumlarda en değersiz insanlardır, çünkü onlar kimsenin duymak istemediği ama herkesin ihtiyacı olan eleştirel geri bildirim verenlerdir. | TED | (ضحك) الأشخاص المِعطاؤن كثيري الإعتراض غير مُقَدَّرين في مؤسستنا لأنهم دائماً يوجهون النقد الذي لا أحد يريد أن يسمعه. |