Reçeteli ilaçların ve zor bulunan bitkilerin satıcısı tekrar aramızda. | Open Subtitles | مموّن الأعشاب النادرة و الكيماويات الموصوفة قد عاد |
Büyülü Adalar. Bir sürü garip ve harika yaratıklarla dolu oldukları söylenir. | Open Subtitles | يقولون أن بها العديد من الكائنات النادرة و العجيبة |
Büyülü Adalar. Bir sürü garip ve harika yaratıklarla dolu oldukları söylenir. | Open Subtitles | يقولون أن بها العديد من الكائنات النادرة و العجيبة |
Her birinin kendilerine has nadir ve çok pahalı koleksiyonları oluyor. | Open Subtitles | كل واحدة منها تنتهي بمقتنياتها النادرة و الثمينة جداً |
Japon koleksiyoncuları kütüphanesine davet edip nadir kitapları onlara okuyup açık artırmayla satıyormuş. | Open Subtitles | و دعى العديد من جامعي التحف و الكتب اليابانيي لمكتبته يقرأون من الكتب النادرة و يبيعها بالمزاد |
Kuş yuvalarını gösteririm ve çevik maymunu yakalamasını öğretirim. | Open Subtitles | و أريك أعشاش الطيور النادرة و أعلمك كيف تنصب الفخوخ للقرود الرشيقة |
Egzotik bitki ve çiçeklerin ev içi kullanım iznini aldılar. | Open Subtitles | وهي رخصة النباتات النادرة و الزهور للاستخدام المنزلي |
nadir bulunan ve eşsiz meyveleriniz olduğunu görüyorum. | Open Subtitles | أرى أن لديك بعض الفاكهة النادرة و الثمينة |
Ben, Nora Beady, çok değerli biriyimdir, ve kendimi böyle görmeliyim. | Open Subtitles | أنا (نورا بيدى) ذات الموهبة النادرة و سأعالج نفسى هكذا |
Kendisi, ender ve zor bulunan lemurları bulmakta uzman. | Open Subtitles | إنها مختصّة في البحث عن قردة (اللّيمور) النادرة و صعبة المنال |
Siz nadir bulunan değerli eşya erbabı değil misiniz? | Open Subtitles | {\pos(190,210)}ألا تتلهّف للأغراض النادرة و القيّمة؟ |