Ben de sevdiğin insanları koruman gerektiğine inanılan bir toplumdan geliyorum. | Open Subtitles | وانا جئت من عالم انه يعتقد انك تحمي الناس الذي تحب. |
Muhtemelen bize bu uyumsuz insanları gönderenlerden. | Open Subtitles | ربما كانت معلوماته أتية عن طريق الناس الذي أرسلوا لنا هؤلاء الرجال |
Savaşta kullanılacakları üreten kişiler. | Open Subtitles | الناس الذي يَصْنعونَ الذي تَحتاجُ لمُحَارَبَة واحد. |
Ve bu bilgiyi en çok ihtiyaç duyan insanlara yaymak günlerce sürmektense, otomatik olarak yapılabilecek. | TED | وبالتالي، وبدل استغراق أيام لنشر هذه المعلومات على الناس الذي يحتاجونها أكثر، يمكن أن تحصل أوتوماتيكيا. |
Nişanlanırken heyecan duymadığını gördüğüm nadir insanlardan birisin. | Open Subtitles | أنتِ مِن بين عددٍ قليل من الناس الذي رأيتُهم .ليسوا بسعادة غامرة مِن الإرتباط |
Noel tatili için isimlerini bilmediğim insanlarla okuldan ayrılıyorlar. | Open Subtitles | لقضاء عطلة عيد الميلاد مع الناس الذي سوف أكن أعرف أي أسماء. |
Sen onu beğeniyorsan, bir dolu insanla aynı zevki paylaşıyorsun demektir. | Open Subtitles | كان هذا فكرة أنه إذا كنت ترغب قبلة، يعني أن كنت جزءا من هذه المجموعة الضخمة من الناس الذي لديه نفس القيم كما كنت. |
Televizyonun, insanları okumaktan uzaklaştırdığını söylüyorlar oysa ben, sokaklarda okuyan bu kadar çok insan hiç görmemiştim. | Open Subtitles | يقولون بأن التلفاز يجعل من سكانها جهلة ولكني لم أرى من قبل هذا العدد من الناس الذي يقرأون في الطرقات |
Travma geçiren insanları birbirine bağlar, anlattığın insanları değil. - Anlat şu lanet hikayeyi. | Open Subtitles | ـ ليس الناس الذي أخبرتهم عنها ـ أخبرنا بالقصة اللعينة |
Sadece seçtikleri insanları etkileyen bir bomba. | Open Subtitles | قنبلة مُصممة لتكون لها تأثير ضد الناس الذي سيتم إختيارهم فقط |
Bu, insanları birbirinden ayıran sahip oldukları ve olmadıkları şeyleri tarif etmelerine yardım eden bir kanser. | Open Subtitles | انه السرطان الذي يفصل الناس الذي يساعد على تعريف الاثرياء والفقر |
Bu, insanları birbirinden ayıran sahip oldukları ve olmadıkları şeyleri tarif etmelerine yardım eden bir kanser. | Open Subtitles | انه السرطان الذي يفصل الناس الذي يساعد على تعريف الاثرياء والفقر |
Yaz boyunca gördüm. Kaderlerinde ölmek olan insanları kurtardığını. | Open Subtitles | كل هؤلاء الناس الذي أنقذتيهم كان مُقدّر لهم الموت |
Bizi ifşa etmek istediğin kişiler mi? Şu beraber olduğun gizli topluluk şeyi mi? | Open Subtitles | الناس الذي تودّ كشفنا لهم، ذاك المجتمع السرّيّ الذي تنتمي له؟ |
Beraber takıldığın kişiler pek dindar değiller. | Open Subtitles | حسنا، ذلك نوع من الناس الذي تتسكعي معه ليست بالضبط ما اسميه متدين |
Buraya birlikte geldiğin kişiler belki onlardan biri geri dönmeyi başaramazsa sevgili yaşlı baban başarabilir. | Open Subtitles | لعلّ أحد أولئك الناس الذي نزلتَ برفقتهم سيتخلّف عن رحلة العودة أمّا والدك العجوز العزيز فلن يتخلّف |
Eskiden gerçekten iyi arkadaşlarımın hepsine verirdim bunlardan beraber çalıştığım insanlara. | Open Subtitles | اعتدت أن أعطيها لأصدقائي الناس الذي عملت معهم. |
Peki ya parasi olan insanlara nasil satis yapilacagini ögretebilsem? | Open Subtitles | ماذا لو علمتهم كيف يبيعون الناس الذي يملكون المال.. |
Peki ya parasi olan insanlara nasil satis yapilacagini ogretebilsem? | Open Subtitles | ماذا لو علمتهم كيف يبيعون الناس الذي يملكون المال.. |
Kalpsiz doğan insanlardan olabilirdi mesela. | Open Subtitles | كان من الممكن أن تكون مثل اولئك الناس الذي أتوا للدنيا بدون قلب |
Rakibini dengesiz yakalamanın en iyi yolu güvendiği insanlardan şüphe duymasını sağlamak. | Open Subtitles | الطريقة الأفضل كي تبعد منافسك كل البعد هو جعله غير واثق في الناس الذي يثق فيهم جداً |
Ondan ve onunla birlikte takılan insanlardan uzak duruyorum. | Open Subtitles | إنني أبقى بعيداً عنه وعن الناس الذي يتعامل معهم |
Herzaman doğru olan şeyleri yap ve doğru olmayan insanlarla mücadele et. | Open Subtitles | دائماً قم بالشيء الصحيح و أوقف الناس الذي لا يفعلونه |
Bu düşüncemi tutkuyla savunan bir sürü insanla konuştum. | Open Subtitles | الان، هناك الكثير من الناس الذي تكلمت معهم الذي ساندو بشكل عاطفي لهذه الفكرة |