Zira bütün hafta TED'de de duyduğumuz üzere dünyamız, insanların artan nüfusu ve ihtiyaçlarıyla birlikte gittikçe daha da küçülüyor. | TED | ولأننا كما سمعنا في تيد طوال الإسبوع بأن العالم يصبح أصغر وأصغر بزيادة أعداد الناس فيه تريد أشياء أكثر وأكثر |
Yükseklerde, ayaktayken bile insanların başı dönerken o, bisikletle tersine giderdi. | Open Subtitles | وفي علو يشعر الناس فيه بالدوار كان يقود دراجته الى الخلف |
İtalyan şair, insanların sonsuza kadar kaşınacakları çukurlarda cezalandırıldıkları cehennemin bir bölümü hakkında yazmıştı. | TED | كتب هذا الشاعر الإيطالي عن جزء من الجحيم يعاقَب الناس فيه بأن يُتركوا في حُفر خالدين في حكة أبدية. |
İnsanların kurallara uymayı gerçekten sevdiği bir yer. | TED | إنها مكان يهتم الناس فيه بالمحافظة على القوانين. |
Ve herkes insanlar içinde olunca daha büyük gözüküyor. Çok garip.. | Open Subtitles | .. في الحقيقة يبدو أكبر بوجود الناس فيه, إنه غريب لذا |
Uzun süredir bu radyo işlerinde değilim ama insanların kovulabildiğini bilecek kadar uzun süredir bu piyasadayım. | Open Subtitles | انا لم يمض لي في لعبة الراديو وقت طويل لكني كنت فيه لوقت كافي لاعلم ان الناس فيه يتم طردهم |
Bavullarımı hazırlayıp insanların birbirlerini öldürmek için mazeret aradıkları bir yere gelmekle büyük aptallık etmişim. | Open Subtitles | لقد كنت غبية جداً لحزم حقائبي ومجيء إلى مكان الناس فيه يبحثون عن عذر لقتل بعضهم البعض |
İnsanların hindi yedikleri bir gün işte. | Open Subtitles | إنّه مجرّد يوم آخر يأكل الناس فيه ديك الحبش |
Ya kızı terk et, ya da insanların dedikodu yapmadığı bir yere taşın, tabii öyle bir yer varsa. | Open Subtitles | اهجري الفتاة ، أو انتقلي للعيش في مكان آخر لا يتحدث الناس فيه لو كان هذا المكان له وجود أصلاً |
Neden insanların saklanarak yaşadığı bir dünyada büyümeya mecbur kalsın? | Open Subtitles | لما يجب عليه أن يكبر في عالم حيث الناس فيه تختبئ |
İnsanların birbirlerini havaya uçurduğu yerlere. | Open Subtitles | أو إلى أي مكان يفجر الناس فيه بعضهم البعض |
Bunlar insanların artık insan vücudunun gerçekten ne olduğunu anlamaya başladığı dönemin başlangıcıdır. | Open Subtitles | إنها بداية عهد جديد بدأ الناس فيه يفهمون جسم الإنسان |
Aynı zamanda, insanların işlerine gittiği, bakkalların olduğu ve çocukların okula gittiği yer de burasıdır. | Open Subtitles | لكنها ايضا مكان يذهب الناس فيه للعمل, وللشراء والاطفال يلعبون ويذهبون للمدرسه |
İnsanların daha içine kapanık olduğu zamanların zevkleri. | Open Subtitles | السعادة في الوقت الذي كان الناس فيه اكثر انطوائا |
Kusura bakmayın ama insanların robotlarla seviştiği bir yere geleyim diye bu ülke için savaşmadım. | Open Subtitles | انا اسف,حسنا ولكني لم اقاتل من اجل بلدنا لكي ارجع لمكان حيث ينام الناس فيه مع روبوت |
Gitmeniz gereken insanların kalabalık olarak bulunduğu her yer. | Open Subtitles | في أي مكان تتواجد الناس فيه بكثرة ستذهبون إليه |
Platon sizden bir mağara hayal etmenizi istiyor içinde insanların doğduğu zincirlendiği, böylece sadece tek bir yönü önlerindeki duvarı görebildikleri. | Open Subtitles | يُريدنا أفلاطون أن نتخيل كهفاً يُولد الناس فيه مُقيَّدون حتى لا يروا إلا اتجاهاً واحداً فقط |
Sıra insanların seni tabutta göreceği günü konuşmaya geldi. | Open Subtitles | حان الوقت للحديث عن اليوم الذي ستراك فيه الناس فيه |
Bu yollar her derde deva mucizeler değil fakat onlar olmak istediğimiz yere bizi ışık yılı kadar yaklaştırabilir ve olmak istediğimiz yer insanların adliyelere girdiğinde insan onura uygun ve saygıyla davranılacağına inandığı ve adaletin burada sağlanacağını bildiği yer. | TED | وهذه الطرق ليست معجزة لمعالجة كل الأمراض، ولكنها تقربنا مسافة سنوات ضوئية إلى حيث نريد أن نكون، وحيث نريد أن نكون هو مكان يدخل الناس فيه إلى قاعات المحاكم وهم يؤمنون بأنهم سيُعاملوا بكرامة وباحترام ويعلمون بأن العدالة ستكون هنا. |
İnsanlar mağlup olmaktan zevk aldığı gün dünyada sadece kutlama olacak. | Open Subtitles | اليوم الذي يبدأ الناس فيه تقبل خسارتهم ستعم الاحتفالات في العالم |
Bütün dünyam ve içindeki insanlar ve hayatımın içinde olanlar zorla üzerime geliyorlar ve ben bunu engellemek için çok güçsüzüm. | Open Subtitles | . . وكلّ الناس فيه الضعف وفقدان القوة في حياتي كان يوقفه |