Ayaklarım bugün çok yumuşak. Posterler hakkında tekrar düşün, Frank. | Open Subtitles | ليس اليوم فرانك فقدماي في غايىة النعومة اليوم فكر في البوستر فرانك |
Ellerim hiç bu kadar yumuşak olmamıştı. | Open Subtitles | لم تكن يداي بهذه النعومة يوماً، في حياتي كلها |
Evet, şüphesiz en gözde dergim yumuşak, güçlü ve tamamıyla emici. | Open Subtitles | أجل, بدون التشكيك في مجلتي المفضلة... النعومة, والمناعة, والامتصاص التام. |
Hiç bu kadar zarif bir şey görmüş müydünüz? | Open Subtitles | هل رأيتِ شيئاً بهذة النعومة من قبل ؟ |
* Sertlik, tatlılık, yumuşaklık ve kötülük istiyorsun * | Open Subtitles | "أنتِ تريدين الخشونة و اللطوفة، و النعومة و الحقارة" |
3 farklı yumuşaklığı hissedebiliyorum. | Open Subtitles | يمكنني الشعور بثلاثة أنواع من النعومة |
Paul O'Neill, "Bu kadar hafif ve yumuşak bir şeyin olabileceğini hiç sanmıyordum." | Open Subtitles | (بول أونيل)، "لم أحلم يوماً بأن أي شيء ممكن أن يكون بهذه النعومة والراحة." |
Çok güzel, Jordan ama sessiz harflerde biraz daha yumuşak olmalısın. | Open Subtitles | حسناً ، هذا جيد ولكن (جوردان) أريد المزيد من النعومة |
Yatağımızın bu kadar yumuşak olduğunu hatırlamıyorum... | Open Subtitles | لم أكن اتذكر أن فراشنا بهذه النعومة! |
yumuşak görünüyor. | Open Subtitles | وتنسل النعومة من عيونها |
- Saçların aşırı yumuşak görünüyor, Al. | Open Subtitles | -شعركِ يبدو فائق النعومة يا "أل " |
Epey yumuşak gibi. | Open Subtitles | كل هذه نوع من النعومة . |
Böyle yumuşak. | Open Subtitles | شديد النعومة |
Hiç bu kadar zarif bir şey görmüş müydünüz? | Open Subtitles | هل رأيتِ شيئاً بهذة النعومة من قبل ؟ |
Böyle... zarif bir ten böyle bir merhametsizliği... barındırsın. | Open Subtitles | بشرةٍ بهذه النعومة والتحايل بهذه القسوة |
Güvercin dışkıları deriye yumuşaklık katıyor. | Open Subtitles | روث الحمام يمنح النعومة للجلود |
Sonra da ellerinin yumuşaklığı geliyor aklıma. | Open Subtitles | وبعدها أحوِّل النعومة إلي يديه |