Tamam, erişim paneli koridorun sonunda solda olmalı. - Şaka yapıyor olmalısın. | Open Subtitles | حسناً، لوحة النفاذ ينبغي أن تكون آخر هذا الممر إلى اليسار |
Bana kalırsa, devlet, Swartz'ın Açık erişim Manifestosu'nu çok ama çok ciddiye aldı. | Open Subtitles | أظنّ الحكومة أخذت منفِستو عُصبة النفاذ المفتوح الذي ألَفه هارون بجدية كبيرة |
Sularda kimyasal kirleticiler var ve beslenme için ihtiyaç duydukları alabalıklar gittikçe azalıyor. | TED | توجد ملوِّثات كيمائية في هذه المياه، ويوشك السلمون، الذي يعولون عليه في الطعام، على النفاذ. |
Tıbbi malzemeler azalmaya başladı yine, Sayın Başkan. | Open Subtitles | والتجهيزات الطبية تبدا في النفاذ ببطئ ثانية سيدتي الرئيسة |
Worcestershire sosu bitmek üzere, bir iyilik yapıp bir kase getirebilir misin? | Open Subtitles | أنا أوشك على النفاذ من صلصة رسيستيرشاير كوني جيدة وأحضري لي بعضها |
Kulağa basit gelebilir ama kamusal alana kamunun erişimi yoktur. | Open Subtitles | قد يبدو الأمر بديهيا أنْ يمكن النفاذ إلى الملك العام |
Gücüm tükenmek üzere, bu şeyden kurtulmak zorundayım. Birazdan yanındayım. | Open Subtitles | طاقتي على وشك النفاذ يجب أن أخرج من هذا الشيء |
Bu esnada, gemimin yakıtı da azalıyordu. | Open Subtitles | و عند هذه المرحله كان الوقود قد أوشك على النفاذ من سفينتى |
- Artık en derin düşüncelerine erişim sağlamış oldum. | Open Subtitles | -و الآن يمكنني النفاذ لأفكاركم العميقة جداً |
Hatıralara rastgele erişim başka şeyleri tetikler. | Open Subtitles | "النفاذ العشوائيّ لمحفّزات المخّ" ذكريات |
Bunun üzerine ülke çapında 17 kütüphanede, PACER'a ücretsiz erişim sağlayan bir sistem kurdular. | Open Subtitles | لذا فقد وضعوا النظام في 17 مكتبة في أنحاء البلاد تتيح النفاذ المجّاني لمحتوى PACER |
[Arkadaşı] Açık erişim ve açık yayım üzerine bir konferansa gitmişti. | Open Subtitles | فحضر مؤتمرا ما حول النفاذ المفتوح و النشر المفتوح لا أعرف أيّ متحدّث من طرف JSTOR كان ذاك |
O'nun bir blog yazısından bahsettim, "Gerilla Açık erişim Manifestosu" | Open Subtitles | ذكرت لهم إنَّه كان قد نشر تدوينة عنوانها "منفستو عصبة النفاذ المفتوح" |
Yakıtımız giderek azalıyor. Artık buradan çıkalım. | Open Subtitles | لقد أقترب الوقود على النفاذ يجب أن نعود بسرعة |
Bak, zamanım azalıyor. Bu yüzden beni içeri al. Bir yere kilitlenmem gerekiyor. | Open Subtitles | الوقت أوشك على النفاذ بالنسبة لي فأدخلني ، إذ يجب أن أحبس |
Bu konuşmanın medeni bir sohbet olarak devam etmesi için zamanın azalıyor. | Open Subtitles | ..الوقت آخذ في النفاذ لإبقاء هذه المناقشة متحضرة |
Ve benim sabrım da azalmaya başladı. | Open Subtitles | . وصبرى قد قرب على النفاذ .... |
Ve benim sabrım da azalmaya başladı. | Open Subtitles | . وصبرى قد قرب على النفاذ .... |
Çünkü sabrım azalmaya başladı. | Open Subtitles | لأن صبري بدأ في النفاذ. |
Uyduruk mal, bulaşık suyu ama o bile bitmek üzere. | Open Subtitles | من أرخص وأقذر الأنواع وحتى ذلك النوع قارب على النفاذ. |
bitmek üzere olduğunu sana söylememiştim iyi bir işe kapağı atacağımı sanıyordum. | Open Subtitles | لم أخبرك أن المال كان على وشك النفاذ لأنى كنت آمل فى الحصول على وظيفة مناسبة |
Herkesin bu veritabanına açık erişimi olacaktı. | Open Subtitles | حتى يتسنّى لكلِّ الناس النفاذ إلى قاعدة البيانات بحيث |
Soyları da tükenmek üzere. | Open Subtitles | والعائلة عددها بات في النفاذ |
Yakıtım azalıyordu bu nedenle okyanusa düşeceğimi düşünmeye başlamıştım. | Open Subtitles | و كنت أعلم ان الوقود قد بدأ في النفاذ لذلك كنت أفكر في الهبوط في المحيط |