Ekonomik büyüme, birey için çok önemlidir. | TED | إن النموّ الإقتصادي مهمّ جدّا بالنسبة للفرد. |
Eğer büyüme azalırsa, insani ilerleme risk altına girer, ayrıca siyasi ve sosyal istikrarsızlık yükselir ve toplumlar daha karanlık, kaba ve küçük hâle gelirler. | TED | إذا تراجع النموّ الإقتصادي، سوف ترتفع المخاطر السياسيّة وعدم الإستقرر الأمني، وستصبح المجتمعات باهتة، ورديئة وصغيرة. |
Ancak sonunda yıldızları oluşturacak hiç gaz kalmaz ve galaksinin büyümesi durur. | Open Subtitles | ولكن في النهاية لا تبقى كميات كافية من الغاز لتشكيل النجوم فتتوقف المجرّة عن النموّ |
Bitkilerin büyümesi taze bir umut ışığı sunar. | Open Subtitles | النموّ الجديد للنباتات يعرض بصيصًا من الأمل |
Eğer zevkin büyümesini seçersen, kendini acıya hazırla. | Open Subtitles | إن أردتَ اختيارَ متعةِ النموّ فجهّز نفسكَ لبعض الألم |
Hızla büyüyen bu yavruların hâlâ beslenmeye ihtiyacı var. | Open Subtitles | هذه الجراء السّريعة النموّ مازالت تحتاج التّغذية. |
Şuna bak... Daha Yetişkin olmamış. Sadece bir çocuk. | Open Subtitles | انظر إليه، ليس مكتمل النموّ إنّه مجرّد صغير |
Ama koka bitkisi Meksika'da yetişmiyor. | Open Subtitles | لكن نبتة الكوكايين لا يمكنها النموّ في المكسيك. |
İnsülin benzeri büyüme faktörü verirsek tümörü büyütürüz. | Open Subtitles | أعطه عامل النموّ المشابه للأنسولين مما ينمّي أيّ ورمٍ أو خباثة |
Karışım için bu adamın D.N.A'sından almış olsaydık derlemek için aylarımızı harcadığımız insan büyüme maddesine bulaşmış olabilirdi. | Open Subtitles | لا نستطيعُ استخراجَ حمضه النوويّ من أجل الخليط. يمكن أن يلوّث كلّ مادّةِ النموّ البشريّ التي أمضينا أشهراً في جمعها. |
Yani, ben de büyüyordum ancak büyüme sancılarım benim futbol sahasında düşmeme neden olmadı. Anne, olayı dramatikleştirme. | Open Subtitles | ولم تجعلني آلامُ النموّ أهوي أرضاً في ملعب كرة القدم |
Ve; var oluş ve yok oluşun, büyüme ve çürümenin, niteliksel değişimin süreçlerinin; geometri ve matematiğin güzellikleri ile yakalanması prensip olarak, son derece olasılık dışı görünüyordu. | Open Subtitles | وتبدو في الأساس مختلفة تماماً في أن عمليات الوجود والعدم النموّ والتحلّل |
Ama gerçekte bu ağaç büyümesi sona ermiş genç bir fidan. | Open Subtitles | "لكن بالحقيقة، ما هذه الشجرة إلّا شجيرة صغيرة توقّفت عن النموّ" |
Devrimlerin de, tıpkı insanlar gibi büyümesi gerekir. | Open Subtitles | الثورات بحاجة إلى النموّ مثل البشر .. |
Civcivin yemesi ya da büyümesi hiç durmuyormuş gibi görünüyor. | Open Subtitles | لا يتوقّف فرخها عن الأكل أو النموّ |
Tırmandığı her metre de ışık daha da güçleniyor ve daha fazla büyümesini sağlıyor. | Open Subtitles | كل متر تتسلّقه يصبح الضوء أقوى قليلا مثيرا مزيدا من النموّ |
Mikrovillüsümden, dolaşım sistemime doğru giden ölümcül organizmaların üstel büyümesini beklemek dışında çok kıyak durumdayım şu an. | Open Subtitles | ما عدا انتظار انتهاء فترة النموّ الهائل للكائنات الحية الخبيثة المتحشدة بجسدي وزغيبات دَمي وإلا فأنا بخير تماماً |
Tesis ve yapay zeka, yapay zekanın büyüyen ihtiyaçlarını karşılamak için birbirlerine bağlılar. | Open Subtitles | البناية و الذكاء الإصطناعي مترابطان فقط إلى الحدّ الذي يحتاجه الذكاء الإصطناعي من مصادر البناية ليساعده على النموّ |
Yetişkin bir kıza göre oldukça cılız bir yemek. | Open Subtitles | -هذا قليل جِداً لفتاةٍ فى طور النموّ . |
Ama koka bitkisi Meksika'da yetişmiyor. | Open Subtitles | لكن نبتة الكوكايين لا يمكنها النموّ في المكسيك. {\pos(192,230)} |