Savcılık ofisine giriş yetkisi olan tek kişi. | Open Subtitles | التي يصل إليها فقط الناس داخل مكتب النيابة العامة. |
Savcılık beyazlardan çok azınlıkları yargılıyor. | Open Subtitles | النيابة العامة تتهم الأقليات أكثر من البيض |
Sayın hakim, öncelikli tanığımızın cinayeti nedeniyle Savcılığın bir seçeneği kalmadı. | Open Subtitles | حضرة القاضي، بسبب القتل لشاهدنا الرئيسي، النيابة العامة ليس لديّها خيار |
Bu nedenle Eyalet Savcılığı pazarlık yapmayacak, bu bir erteleme taktiği. | Open Subtitles | ولهذا السبب لا تقبل النيابة العامة أن تتفاوض.. إنه تكتيك للتأجيل |
Savcılar Mafioso'nun yalan söylemeyeceğini ileri sürüyor. | Open Subtitles | تؤكد النيابة العامة أن رجل المافيا لايستطيع الكذب |
savcı bulmadan, cinayet silahını da bulmamız gerekiyor. | Open Subtitles | نحن بحاجة للعثور على سلاح الجريمة قبل أن تفعل النيابة العامة. |
Bir anlamı yok gibi görünüyor, ama iddia makamı itiraz etmiyor da-- | Open Subtitles | سيدى القاضى ، أنا اعلم أن هذا يبدو غير منطقى ، ولكن النيابة العامة لا يوجد لديها أعتراض |
Azami cezalandırma esaslarına ve Savcılık tavsiyesine göre Mercer İlçesi Bayan Islahevi'nde 30 gün süreyle cezalandırıldınız. | Open Subtitles | و إستناداً على لائحة العقوبات المخففة و توصية النيابة العامة. تم الحكم عليكِ بقضاء مدة لا تقل عن 30 يوماً |
Yüksek Savcılık Ofisi'nden beri Jang Pil Woo ile aramız bozuktu. | Open Subtitles | كنتُ على علاقة سيئة مع "جانغ" في مكتب النيابة العامة العليا. |
Polis, Savcılık, siyasi partiler dahil her yeri dolanmamız gerek. | Open Subtitles | لدينا لجعل جولات على جميع اقسام الشرطة النيابة العامة ، والمكاتب السياسية حولها |
Eyalet tarihinin en masraflı Savcılık yarışlarından biri olduğu söyleniyor. | Open Subtitles | و قد إقترحَ ليكون واحداً من أكبر ممولين إنتخابات النيابة العامة في تاريخ المقاطعة |
Savcılık için adaylığınızı koymuşken hem de. | Open Subtitles | خصوصاً بأنكِ تترشحين لمكتب النيابة العامة |
Savcılığın beceriksiz avukatları bana karşı topladıkları delilleri bir şekilde kaybetmişler. | Open Subtitles | المحامون المنحرفون من النيابة العامة بطريقة ما فقدوا كل الادلة ضدي |
Savcılığın yapacağı görüşmeleri engellediğinde olacaklar bunlar işte baba. | Open Subtitles | أبي , حسناً هذا ما يحدث عندما تقيم الإجتماعات في مكتب النيابة العامة |
Ama tabi Eyalet Savcılığı yarışını geride bırakman için iyi bir yol. | Open Subtitles | و لكن بالطبع ؛ إنها طريقة جيدة لوضع إنتخابات النيابة العامة خلفك |
Duyduğuma göre Eyalet Savcılığı özel hukuk davalarını temsil etmesi için dışarıdan firma arıyormuş. | Open Subtitles | سمعتُ أن مكتب النيابة العامة يبحث عن شركة خارجية جديدة لتمثله في القضايا المدنية |
"Savcılar şikâyetleri ırk, ten rengi ya da uyruğa göre araştıramazlar." | Open Subtitles | "النيابة العامة لن تقوم بالتحقق في الشكاوي المتعلقةبـ العنصرية,أو الدين,أو المنشأ" |
Neyse, şu an burada iki federal savcı var. İşler büyük yani. Adın geçip duruyor. | Open Subtitles | على أي حال، لدينا محاميان من النيابة العامة الفدرالية، أفعالٌ كثيرة، اسمك يواصل بالظهور |
İddia makamı geçerli bir doktor ziyareti olmadığını savunabilir. | Open Subtitles | النيابة العامة, تستطيع القول بأنه لم يكن هنالك طبيب لديه مواعيد. |
Onlarsız, dava düşer ve ben de özgür kalırım. | Open Subtitles | دون ذلك، النيابة العامة لن يكون لديها قضية وأكون أنا رجلاً حر |
Benim istediğim suikastçinin kim olduğunu öğrenmek ve savcının bu olayı neden gizli tuttuğunu bulmak. | Open Subtitles | إليكم ما أريده اعرفو من هو هذا القاتل ولماذا النيابة العامة تناضل لمنع الشفافة في الموضوع |
Yesung Grup'un sahibi olmanın ardından savcıların gözünü bu anlaşmaya dikeceğini düşünmüyor musunuz? | Open Subtitles | أثناء خلافة يوسنغ، ألا تعتقدوا أن النيابة العامة ستضع عينها على هذه الصفقة؟ |
Ne kadar yatacağın askeri savcılarla ne kadar işbirliği yaptığını söylememe bağlı. | Open Subtitles | اعتمادا على عدد الأشياء إذا تعاونت معي فسوف أخبر النيابة العامة بما أخبرتني به |
Mevcut Eyalet Savcısının yapmakta başarısız olduğu şey. | Open Subtitles | شئٌ من هذا القبيل النيابة العامة عاجزة للقيام بذلك |